22 Ağustos 2025 Cuma

Kuzey Makedonya Mini Tur

Merhabalar, bugün sizlere minicik, küçücük, kısacık, sıcacık bir mola tatil konusunda değerlendirmeler yapmak üzere buradayım. Artık okuyan kaç kişiyiz bilemiyorum ama yine de yazmaya devam edeceğim. Elbet okuyan, etkileyen, önerileri dinleyen birileri vardır.

Hayata kısa bir mola vermek üzere bugün soluğu Kuzey Makedonya topraklarında aldık. Çok kısa biraz Wikipedia verisi vermek istiyorum. 1991'de Yugoslavya'dan ayrılarak bağımsız olmuştur. Kuzeyde Sırbistan ve Kosova, batıda Arnavutluk, güneyde Yunanistan, doğuda Bulgaristan ile komşudur. Nüfusu yaklaşık 2 milyondur. Başkenti ve en büyük şehri Üsküp'tür ve nüfusun dörtte biri bu şehirde yaşamaktadır. Nüfusun %58’i Makendon olup %24’ü Arnavut, %4’üde türkler ve kalanıda sırp, Boşnak, arumen, çingeneden oluşmaktadır.


Bu kısa bilgilendirmeden sonra hemen başlıyorum.

Bu mola tatilimizde Kuzey Makedonya’dayız. Buradaki rotamız Üsküp-Ohri-Manastr-Üsküp şeklinde planladık. Üsküp 1, Ohri 1 gece olmak üzere 2 gece 3 gün Makedonya topraklarındayız.

1.                  Gün: Üsküp: Yaklaşık 1.5 saat içerisinde güzel ve keyifli bir yolculukla İstanbul’dan Üsküp’e Flypgs ile vardık. Küçük bir havalimanı bizi karşılıyor, çok fazla uçak inip kalkması sebebiyle pasaport sırasının da çok olmayacağı anlamına geliyor. Pasaport kontrolünden sonra (Türk vatandaşlarına vize uygulaması bulunmamaktadır) hemen çıkışa varıyorsunuz. Biz daha önceden araba kiralamayı daha önceden yaptığımız için çıkışın hemen sağında bulunan Araç Kiralama (Rent a Car) firmalarına yöneldik. Bizim markamız Enterprise idi. Ama Alamo ve Enterprise aynı kişiler tarafından işletildiğini gördük, bu yüzden ikisinden de alınabilir. Muhatap aynı kişiler. Biz firmamızı ve aracımızı booking.com üzerinden belirledik. Fiat Panda,  Manuel vites,3 gün ve Havalimanından al bırak şeklinde 5.383 TL ödedik. Ekstra herhangi bir sigorta yaptırmayacağımıza, ülke dışına çıkmayacağımıza yönelik sorular soruldu. Ehliyet, pasaport fotokopileri alındı. Depozito olarak 14.000 TL kredi kartımızdan çekildi. Tüm işlemleri 15 dk. İçerisinde tamamlanarak aracımızın ruhsatını alarak işlemlerimiz tamamlandı.

Aracımızı aldıktan sonra Google map üzerinden konaklama yapacağımız Limak Skopje Luxury Hotel adresini kurarak yolculuğumuz başladı. Yaklaşık 30 dk havalimanından otele varış süremiz. Google bizi A4 yolu üzerinden şehre götürmektedir. Bu yolda giderken ve gelirken bir kısmı ücretli (40 Dinar 32 TL) tercih etmedik. Zaten çok kısa bir kısmı ücretli. Diğer bölümler aynı yolu kullanıyorsunuz.


Otelimiz Limak’a vardık. 1 gece için booking.com dan kahvaltı ve tüm vergiler dahil 2 kişi için yaptırdığımız rezervasyon bedeli olan 6.634 TL kredi kartı ile ödedik. Aracımızı da otelin alt katında bulunan otopark’a çektik. Otopark’a girerken fiş alıyorsunuz, çıkarken fiş’i onaylatıp öyle çıkıyorsunuz. Gayet temiz, yeni ve güzel bir otel. Tavsiye olunur.

Eşyalarımızı odamıza koyduktan sonra hiç vakit kaybetmeden Üsküp sokaklarına kendimizi attık.

Makedonya Meydanı: Kuzey Makedonya'nın başkenti Üsküp'ün ana meydanı olup 18.500 m2 büyüklüğündedir. Meydanın tam orta yerine büyük bir Büyük İskender heykeli 2011 yılında yapılmıştır. Onun dışında 2010 tarihinde Gotse Delçev ve Dame Gruev heykellerini görebilirsiniz.  Neden İskender dersek; tabi ki Makedonya’nın savaş kaybetmeyen, birçok ülkeyi egemenliği altına almayı başarmıştır. Gotse Delçev 20. yüzyılın sonunda Osmanlı tarafından yönetilen Makedonya ve Trakya'da önemli bir devrimci kişilikti. Makedon halkı Georgi ismindeki insanları kısaca Gotse diye çağırdıklarından halk arasında daha çok "Gotse" diye bilinir. Damyan Yovanov Gruev ya da bilinen kısa adıyla Dame Gruev Osmanlı Makedonyası ve Trakya’sında Bulgar devrimci ve isyancı liderdi. İç Makedon Devrimci Örgütü'nün kurucuları arasındaydı.


Taşköprü: Vardar Nehri üzerinde kentin iki yakasını birbirine bağlayan bir Osmanlı Köprüsüdür. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü olarak isimlendirilen köprüye Meydan’ın hemen kuzeyinden ulaşılabilir. Mimar Sinan tarafından eski Roma Köprüsü’nün üzerine inşa edildiği rivayet edilir. Çeşitli deprem ve savaşlardan etkilenen, tahrip olan köprü günümüzde sapasağlam kullanılmaktadır.


Makedonya Ulusal Arkeoloji Müzesi: Makedonya'nın başkenti Üsküp'te 2014 yılında hizmete giren arkeoloji müzesidir. Üsküp 2014 projesi kapsamında inşa edilen neoklasik müze binası, 6 bin m²'lik alana sahip 3 katlı bir yapıdır. Koleksiyonunda tarih öncesinden Orta Çağ'a kadar tarihin değişik dönemlerine ait 6 binden fazla obje bulunur. Salı’dan Pazar’a kadar 10:00 - 18:00 saatleri arasında açık, giriş ücreti ise internette 200 Makedon Dinarı yazsa da 150 dinar ile ziyaret ettik.

Makedon Bağımsızlık Mücadelesi Müzesi: 11 Haziran 2008 tarihinde başlanan müze, 8 Eylül 2011 tarihindeki bağımsızlık ilanının 20. yıl dönümünde ziyarete açılmıştır. Sergi, Osmanlı yönetimine karşı direniş hareketinin başlangıcından , 8 Eylül 1991'de Yugoslavya'dan bağımsızlığın ilanına kadar olan dönemi kapsamaktadır. Salı-Pazar 10.00-18.00 açıktır. Giriş ücreti 300 Dinardır.


Eski Üsküp Türk Çarşısı: Osmanlı İmparatorluğu dönemi çarşısıdır. Genellikle Müslüman Arnavut ve Yugoslav kesimin bir arada yaşadığı ve esnaflık yaptığı çarşıda ‘Burada Su Bile Türkçe Akar’ diyen halk Osmanlıya ve Türkiye Cumhuriyeti’ne sevgilerini böyle ifade etmektedirler. Şehre gelen turistlerin en çok ziyaret ettiği bölge olan Üsküp Türk Çarşısı bugün hala Osmanlı mimarisinin korunduğu ve özelliğini kaybetmediği ender bölgelerden biri. Antika dükkanlarını, Osmanlı yapılarını, yöresel eşya ve lezzetleri bulabileceğiniz Üsküp Türk Çarşısı’nda TL ile de alışveriş yapabilirsiniz. Biz bol bol yürüdük, Türkçe bilen esnafla pazarlık yaptık, alışverişler yaptık, yemek yedik, tatlı yedik…


Destan Köftecisi: Şüphesiz herkesin sorusu bu. Üsküp’te gittiysen Destan’a gittin mi diye. Evet elbette. Türk çarşısının içinde menüsünde köfte, kuru fasulye ağırlıklı mekan. Gelen herkes türk, çalışanlar türk. Sanki Türkiye’de bir köftecideyiz. Güveçte kuru fasulye ve köfte denedik. 10 parça büyük köfteden oluşan porsiyon 320 dinar, meşhur şopska (peynir rendesi altında domates salatalık) salata 150 dinar, ayran 120 dinar, kurufasülye 200 dinar. Evet geldik yenir, evet porsiyonlar büyük, fiyat makul, içi et dolu. Ama köftenin yağ oranı düşük olduğu için biraz kuru geliyor. İstanbul’da tercih etmem açıkçası. Ama burada işte ünlü diye geliyoruz.


Çifte Hamam: Üsküp'teki Türk Çarşısı'nda bulunan bir hamamdır. Hamam 15. yüzyılda İshakoğlu İsa Bey tarafından yapılmıştır. Hamam iki ana bölümden oluştuğu için Çift Hamam olarak adlandırılmıştır. Hamamın çevresi neredeyse tamamıyla dükkanlarla çevrili olduğundan bugün gündeme gelemeyen, mimari değeri yüksek, Balkan'ın nadide bir örneğidir. Günümüzde hamam kullanımda değildir.

Sulu Han: İshakoğlu İsa Bey tarafından 15. yüzyıl ortalarında inşa edilmiştir. Yaklaşık 2,100m²'lik bir alanı kaplamaktadır. Sulu Han, Osmanlı İmparatorluğu döneminde kervanları ile şehre gelen tacirler için yapılmış tipik bir kervansaray yapısıdır. Sulu Han,1963 Üsküp depreminde zarar görmüştür ancak 1972 yılında yeniden inşa edilmiştir. Günümüzde yapı Üsküp Güzel Sanatlar Fakültesi ve Üsküp Eski Çarşı Müzesi tarafından kullanılmaktadır.

Mustafa Paşa Cami: Üsküp'te bulunan eski Osmanlı camiîdir. Cami, Üsküp Kalesi'nin alt kesiminde, kalenin önündeki yolun hemen karşısında yer alır. 1492 yılında Yavuz Sultan Selim'in veziri olan Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. 2006 yılından itibaren 5 yıllık restorasyon çalışmaları TİKA tarafından yapılmış ve ibadete açılmıştır.

Makedonya Cumhuriyeti Müzesi: Makedonya Cumhuriyeti'nin en eski müzelerinden biri olan Ulusal Müze, ülke tarihinin en eski belgelerini saklamaktadır. Arkeoloji, Etnoloji ve Tarih müzelerinin birleştirilmesi ile oluşmuştur. Türk Çarşısı içinde yer alır. Arkeoloji bölümünde Makedonya'nın arkeolojik kazı alanlarındaki kazılardan elde edilen eserler sergilenir. Etnoloji bölümü çok zengin bir geleneksel giysi koleksiyonuna sahiptir. 

Kurşunlu Han: Tarihi çarşıda bulunan han 16. yüzyılda inşa edilmiş Osmanlı dönemine ait kervansaraydır. Dikdörtgen planlı ve iki avlulu yapı, toplam 2800 m²’lik bir alanı kaplamaktadır. 28'i zemin katta, 32'si ise üst katta olmak üzere 60 odaya sahiptir. "Kurşunlu" adını, 21 yüzyılda, piramit şeklindeki kubbelerinin kurşun ile kaplanmasından sonra almıştır. 1787 yılına kadar han olarak kullanıldıktan sonra hapishaneye dönüştürülmüştür. Bir süre hapishane olarak kullanılan Kurşunlu Han, 1904-1912 tarihleri arasında yeniden han olarak kullanılmıştır. 2016 yılında Türkiye Tika tarafından bazı tadilat çalışmaları yapılsa da günümüzde boş ve atıl durumdadır.

Üsküp Kalesi: Kale’nin ilk kurulması Roma döneminde olduğu rivayet edilmektedir. Bir dönem şehrin savunulmasında önemli görev alsa da 1963 yılında yaşanan büyük depremde önemli bir kısmı hasar almıştır. Sonrasında bazı restorasyon faaliyetleri ile turizme açılmıştır. Biz ziyaret etmedik, çok ta bir şey kaybetmedik.

Diamond Avm: Şehrin ana meydanına çok yakın konumda (yürüme ile 5-10 dk) yeni bir alışveriş merkezidir. 180 mağazaya ev sahipliği yapan alışveriş merkezinde Lcwaikiki, koton, penti, Altın yıldız, civil, Halkbank, saat&saat, taç gibi türk markaları da bulunmaktadır. Bizim hotelimizede yakın olmasından dolayı günlük ihtiyaçlarımızı avm’nin büyük marketinden sağladık; ayrıca çikolata gibi hediyelikler içinde fiyatlar uygundur. Araçlar için yeterince otopark alanı mevcuttur. 2 saat ücretsiz olup sonraki saatler ücrete tabidir.


Gourmet Avenue: Diamand Avm’nin batı kısmında ama avm içerisinde yeni kurulmaya başlamış bir gurme sokağı bulunmaktadır. Burada kahve, bar, sushi, et, fast food,pizzai makarna gibi yiyecekler yiyebilirsiniz. M House 5’te kahve çeşitleri ve tatlıları öneririm, yemek içinse Sarajeva Steak House. Biz iki defa gittik. Şehrin et konusunda en iyi mekanlarından birisi şüphesiz. Yemek hazırlama süreci uzun. Bu bir şikayet olarak alınabilir ama yemek kalitesi ve fiyatları gayet güzeldir. Biz ilk akşam Kaymaklı Köfte, Lokum Burger sonrada Lokum Izgara ve salata yedik. Tavsiye edilir. Zaten çalışanlarda Türkçe bildikleri için sipariş vermekte kolay oldu. Lokum: 1.200 Dinar, kola 120 dinar, lokum burger 450 dinar, kaymaklı köfte 330 dinar.

Üsküp Su Kemeri: Üsküp'te bulunan antik su kemeridir. Tarihte Osmanlı İmparatorluğu ve Doğu Roma İmparatorluğu egemenliğine girmiş günümüz Makedonya'nın başkenti Üsküp'e 2 km uzaklıkta yer alan su kemerleridir. İnşaat tarihi bilinmemektedir ve Romalılar ya da Doğu Romalılar tarafından XVI. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir.


Milenyum Haçı: Vodno Dağı'nda 2002 yılında yapılan 66 metre uzunluğundaki haç heykelidir. Haç, Makedonya bölgesinde Hristiyanlığın 2000'inci yılına istinat edilerek hazırlanmıştır. Yapım Makedon Ortodoks Kilisesi tarafından finanse edilmiş, çeşitli Avrupa devletleri ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından da birçok yönden desteklenmiştir.


2.                 
Gün: Ohri: 1 günlük Üsküp gezimizi bitirdik. Güzeldi hoşumuza gitti. Ama 1 günlük ne olursa olsun. Bu yüzden programımıza Ohri’yide eklemiştik. yaklaşık 42.000 kişilik nüfusu ile Kuzey Makedonya'nın en büyük sekizinci kentidir. UNESCO, 1979 yılında Ohri Gölü'nü, bir sene sonra da Ohri kentini UNESCO Dünya Mirasları listesine ekleyerek; bu bölgenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Aslında şehirde görülecek pek bir yer yok. Yazın geldiyseniz göl turları, gölde yüzme yapılabilir. Üsküp gibi her yerde türk turistler ve tüm çalışanlar Türkçe biliyor. Türkler alışveriş yapıp yemek yiyor, türkler geziyor yüzüyor. Kısacası her yerdeyiz. Hiç yabancı bir ülkede değilmişiz gibi. Peki biz neler yaptık. Buraya geçmeden önce biraz yoldan bahsedelim. Araba ile yaklaşık 3 saatlik bir yolculuk ile varabilirsiniz. Km olarak 172 km ama çok virajlı bir yola sahip. Neredeyse yolun %80i virajlı bazen çift bazen tek yön. Ama tahmini 1-2 yıl içinde halihazırda inşaatı devam eden yollar tamamlandığında çok daha konforlu ve hızlı bir yolculuk olacaktır. Biz Üsküp’ten gelirken E-65 yolunu kullandık. Kalkandere’yte kadar bazı aralıklarla yol ücreti alınıyor. 30-40-60 dinar aralıklarla cash olarak ödedik. Kiralık araçlarda genelde OGS sistemi bulunmuyor.

Araç kullanacaklar için tavsiyemiz her zaman ışıklar açık olsun ve trafik kurallarına uyalım. Cezalar kesilirse fena😊

Nihayet Ohri’deyiz. Bugün konaklayacağımız yer Villa Varosh. Booking.com üzerinden 1 gece 2 kişi kahvaltısız olarak 3.179 TL’ye aldık. 


Konaklayacağımız bölgede birçok apart, pansiyon tarzı konaklamalar mevcut. Birçoğu da güzel ve makul. Zaten otel Ohri’de çok az ya da yeni gelişen bölgedir. Biz akşam geç saatlere kadar sokaklarda kalıp yürümek istediğimiz için bu bölgeden aldık. Restoranlardan yürüyerek ulaşabilirsiniz. Hafif bir eğim var artık oda alınan kalorilerin yakılması için iyi olacaktır. Araştırmalarımızda Villa Varosh ilk katında genel bir alan olduğu, bu alanda ücretsiz sıcak su ve kahve olduğu, kendi kahvaltınızı hazırlamanız için mutfak olması ve araç otopark için öneri sunmasından dolayı tercih ettik. Ama diğer seçeneklerimizde Villa Sofija, Villa Eleni idi.

Bu bölgenin en büyük sorunu araç parkı. Dar sokaklardan dolayı araba geçişi zor, otopark bulmak neredeyse imkânsız. Ama villa varosh bize yukarıda kendi otopark alanının olduğunu, aracı oraya park ederek 10 dk yürünerek gelinebileceğini dediği için tercih ettik. Gayette iyi yapmışız. Aracımızı Kalenin üst kapısında bazı apartlara ayrılan yerdeki numaralı yerimize rahatça parkedip bavulumuzla 10 dk yürüyerek villa varoşa vardık. Bu önemli bir konfor.

Bavulumuzu odamıza koyup şort ve havlumuzu alıp kendimizi Ohri gölüne atmak için hemen çıktık. Aşağı doğru yürüyerek Tahta Kaldırım’a vardık. Tahta Kaldırım sahilde ev ve apartların önünde tahtadan yapılmış bir yürüme alanı aslında. Buradan Potpesh Beach gidilmektedir.


Potpesh Beach: Merkeze yürüme mesafesi ve göle cephesi ile muazzam konumdadır. Tabi güzel bir plaj hayat etmeyin. Sonuçta burası göl. Göl içi muhteşem berrak, ama içi taşlı. Etrafta bolca şezlong ve şemsiyeler var. Arkada da yemek ve içecek için restoran var. Biz şezlong ve şemsiye kullanmadık. Söylenene göre sakin zamanlarda ve yoğun zamanlarda fiyatlar değişiyor. Ama genelde şezlong 5 euro deniyor. Çokta ihtiyaç değil uzun zaman geçirmeyecekseniz. Yemek konusunda sıra bekleniyor, kalite ve fiyat orta seviye denilebilir. Yine burada yer bulamayanlar içinde biraz buradan 5 dk yürüme mesafesinde Kaneo Beach tercih edilebilir.


St. Clement of Ohrid: Ohrid’in en önemli caddesi. Sağlı sollu dükkanlar, yemek yerleri, alışveriş ve kafeler. Daha önceden bahsettiğim tüm türkler işte buradalar. Biz ne yaptık akşam yemeği için derseniz. Google yorum ve puanlarına göre sırayla baka baka kendimizi pizzacıda bulduk. Çünkü buraya özel yemek yok. Sadece denizden çıkan ohri balığı dışında. Onu da yorumlarda okuduğumuza göre çok çekici gelmedi.

Vkusno Salim Usta Köfteci: Yorumlara göre geldik yine köfte yemeye. Biraz sıra vardı ama şansımıza kalkan birkaç masa ile kuyruk hemen bitti. Ne yenir derseniz köfte, kuzu pirzola, karışık kebaplar. Bildiğiniz kebapçı. Biz yine köfte, ayran tercih ederek yemek faslını bitirdik. Fiyatlar Üsküp’e göre biraz daha pahalıydı. Sonuçta turizm bölgesi olarak geçiyor. Ördüğüm kadarıyla bazı müşteriler patates kızartması da alıyor ama üstü rendelenmiş peynirle geliyor.


La Pizzeria: Vkusno Salim Usta Köfteci çok sıra var yer bulamadım ama açım diyorsanız da burayı öneririm. Puanları, hizmet hızı ve fiyatları çok güzel. Tavsiye olunur.

Akşam biraz demlenmek içinse Noa Lounge, Liquid göl manzarası eşliğinde size güzel anılar yaşayacağınız yer olabilir. Fiyat korkunuz çok olmasın. Burada fahiş fiyat, kazıklama durumu yok.

Ertesi gün Manastır’a gideceğimiz için erken gecemizi kapattık.

3.                  Gün: Manastır:

Artık gezimizin son günü. Uçağımız akşam olduğu için son derece rahatsız. Yaklaşık 1.5 saat yolculuk ile bugün Manastır’a oradan da 2.5 saat yolculuk ile Üsküp’e geçeceğiz.

Manastır tabi bizler için ayrı bir yeri var. Aslında küçük bir şehir. Gidilecek görülecek bir yer yok. Ama bizim için değeri tartışılmaz. Bir dehanın, bir başkomutanın, bir askerin, bir vatanseverin okuduğu, kendini bulduğu, kendini yetiştirdiği lisesinin olduğu yer. Manastır Askeri İdadisi.


Manastır Askeri İdadisi: Manastır Askerî İdadisi Manastır şehrinin güneyinde, şehir merkezine uzak konumdadır. Bir dönem askeri okul olarak kullanılmışsa da şu an müze ve kültür-sanat galerisi olarak kullanılmaktadır. Bizim gördüğümüz kadarıyla buranın tek anlamı, misafirlerin tek gelme nedeni Atamızdır.

Kapıdan girerken içimizde bir burukluk, hüzün ile girdik. 3 Euro giriş ücreti ile hemen kendimizi Atamızın anı odasında bulduk. Türkiye Cumhuriyeti tarafından yenilenen odaya adımımı atınca maalesef bu heyecanım hemen söndü. İçeride Atamızın sınıfı, atamıza ait görseller, sınıfa ait bilgiler, okula ait bilgiler göreceğimi düşünürken çeşitli dönemlere ait fotoğraflar görmek beni çok üzdü. Hiç mi arşiv yoktu. Ya da bulunamadı. Yada bulunmak istemedi mi bilmiyorum ama bu hiç yakışmayan durum bence.

Tek köşe idadideki kıyafet ve Ata’mızın ağzından okul dönemindeki puanlar, dersleri ile ilgili anektotlar.

Bu döneme ilişkin bazı kaynakları sizlerle paylaşıyorum çünkü oraya gittiğinizde hiçbirisi olmayacak.

https://ata.msb.gov.tr/Genel/icerik/manastir-askeri-idadisindeki-ogrenimi

https://www.burkutdergisi.com/Makaleler/192723240_5Zeynep%20Domazetova.pdf

https://www.dunyadaataturk.com/portfolio-type/kuzey-makedonya-manastir-muze-bitola-ataturk-ani-odasi-manastir-askeri-idadisi-ogrencisi-mustafa-kemal-heykeli/

 ve artış dönüş yolcuğu başladı. Yorucu koşturmacalı ve güzel geçen günler bitiyordu. Yaklaşık 2.5 saat sonra Üsküp Havalimanında olduk. Kiralık aracımızı bize söylenen otopark alanının kenarındaki rent a car drop off bölümüne götürdük. Ruhsatta bulunan kart ile otopark bariyerini açtık, park alanına aracımızı çektik. Her zaman yaptığımız gibi aracın ayrıntılı video ve fotolarını çektik, anahtarları görevliye vererek gezimiz tamamladık. Görevliler havaalanında bekliyorlar, araç başında değil. Siz anahtarı verdikten sonra onlar zaman içerisinde bir kontrol yapacaklar, eksik hususlar için depozitonuzdan kesecekler ve sonra deposite geri yollanacak.

Klasik havaalanı ritüellerinden sonrada artık uçaktayız ve yeni yolculuk için şimdiden düşünmeye başladık…