Bu kısa araştırmada; Gazhane nedir, çalışma prensibi ve tarihçesi değinilerek İstanbul'da Gazhaneler hakkında kısa bilgi verilmiştir. Araştırmanın geniş kapsamlı çalışmasında gazhanelerin yeniden kullanımına yönelik öneriler, değerlendirmeler ve Dünya ve Türkiye'den bu konu yapılmış örnekler bulunmaktadır)
Gazhane Nedir?
Gaz
kelimesi Latince kökenli “cahos”, Yunanca ise “khaos” kelimesinden gelmektedir.
Ancak bu kelimeyi herkesin anladığı “gaz” manasına ilk defa Flemenk Jan
Baptista van Helmont (1577 -1644) kullanmıştır. Gaz başlangıçta ısınmadan çok
aydınlanma için kullanılmaktaydı. Bu yüzden çeşitli Avrupa dillerinde
“aydınlanma gazı” anlamına gelen isimler verilmiştir: Örnek olarak İngilizce’ de
“şehir gazı” manasında “town gas”; Fransızca’da yine aynı anlamda “gaz de
ville”; Almanca’ da da “leuchtgas” kelimeleri kullanılmaktadır.
Gazhane Çalışma Prensibi?
Havagazı
maden kömürünün damıtılmasıyla elde edilen kokunun gaz haline dönüştürülmesiyle
elde ediliyor. Maden kömürü depolandıktan sonra özel taşıyıcılarla kırıcı
denilen makinelere gidiyor. Burada kırılan kömürler otomatik olarak fırınlara
taşınıyor. Meydana gelen gaz özel borulardan geçerek temizleniyor ve soğutularak
temizleyicilere gönderiliyor. Amonyak, naftalin gibi maddeler ayrıldıktan sonra
gaz sayaçlarıyla ölçülerek gazometreye gönderilmekte ve burada depolanan gaz yer
altı borularıyla şehre ulaştırılmaktadır.
Gazhane Tarihçesi?
Aydınlanma
amacıyla maden kömüründen havagazı üreten ilk kişi Hollanda’nın Maastricht
şehrinde doğan ve daha sonra Belçika vatandaşı olarak tanınan eczacı Jan Pieter
(Jean-Pierre) Minckelers’dir. William Murdoch((1754-1839)bu konuda yaptığı
deneyler sonucunda; kömürden elde ettiği dumanı arıtıp sudan geçirerek yakınca
alevin beyaz ve parlak ışık verdiğini gördü. Böylece gazın yanıcı özelliği
dışında da kullanılabileceğini gösterdi. 1792’de Redruth’daki evini, 1797’de
Manchester polis merkezi binasının girişini ve Birmingham’daki Boulton ve Watt
fabrikalarının çevresi ile 1805’te Lancashire’daki Salford’da pamuk
imalathanesini aydınlattı. . İlk defa boru ile birbirlerine bağlantılı on üç gaz
lambası Londra’da 1807 yılında denendi. Havagazının kötü kokusu bu çalışmaların
olumsuz boyutunu teşkil ediyordu.
Havagazı konusundaki çalışmalar bütün Avrupa’yı sarmıştı.
Fransız Philippe Lebon’un da havagazını kullanıp Paris’i aydınlatmaya girişmesi
Murdoch’un ara verdiği bu alandaki deneylerine yeniden dönmesi için teşvik
edici bir sebep oldu. Ancak Philippe Lebon, bu icadı daha ileri götürerek gazın
arıtılarak da üretilebileceğini ortaya koydu. Lebon’un öldürülmesi ile bayrağı eşi devralmış ve
hükümetin desteği ile aydınlatma çalışmalarına devam etmiştir.
Alman-Çek asıllı Winzler Avrupa şehirlerini dolaşarak bir gaz
şirketi kurarak Londra’nın sokaklarını aydınlatma işini üstlendi. ilk gaz
fabrikasında üretilen havagazı ile Westminster Köprüsü’nün aydınlatarak
gerçekleştirdi. Avrupa’daki bu buluş kısa zamanda her tarafa yayıldı.
Avrupa’nın ve Amerika Birleşik Devletleri’nin önemli şehirlerinin ana caddeleri
veya önemli sokaklarının gaz lambalarıyla aydınlatılır hale geldi.



Hasanpaşa Gazhanesi:

Gazhane, 1 Ocak 1938 tarihli ve 3480 sayılı yasayla gaz
üretimi imtiyazcı sıfatıyla hizmet gören Fransız şirketinden devletleştirme yolu ile alınır ve Bayındırlık
Bakanlığı Elektrik İşleri Dairesi’ne verilir. Yapı, 1939 yılında İstanbul Büyükşehir
Belediyesine, 1 Temmuz 1945 tarihinde ise İstanbul Belediyesi Elektrik Tramvay Tünel İdaresi (İETT) Genel
Müdürlüğü’ne devredilir. 1948 senesinde iki yeni fırın ilave edilerek fırın
kapasitesi 10'a çıkar. 1957 senesi
başında 30.000 m2 kapasiteli yeni fırın bataryası ve gaz tasfiye cihazlarıyla
donatılan gazhane böylelikle o yıllar için Anadolu yakası gaz ihtiyacının
üzerinde bir üretim rakamına ulaşır. Ancak gazhane, değişen yaşam ve enerji
koşullarıyla birlikte talep azalmasına paralel olarak 13 Haziran 1993’de faaliyetine
son verilir.
Gazhane alanı ile ilgili olarak Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kurulu, gazhanenin tescil, koruma ve kültürel
amaçlı yeniden kullanımına ilişkin ilk kararını 1994 yılında alır ve sit alanı
olarak ilan edilir. Alanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yatırım Planlama
Müdürlüğü’nün İTÜ Mimarlık Fakültesi ile yaptığı işbirliği sonucunda önemli bir aşamaya ulaşır. 1999 yılında yaşanan depremler
nedeniyle ertelenen “Kadıköy Hasanpaşa
Gazhane Tesisleri Rölöve, Restitüsyon, Restorasyon ve Yeniden Kullanım ve Çevre
Düzenleme Projesi” 22.06.2001 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi,
Koruma Kurulu’ nun da onayı ile Gazhaneye ait binaların sosyo-kültürel tesis olarak işlev değiştirmesine yönelik
projesini onayladı.
Mevcut yapı stokunun belgelenmesiyle başlayan süreçte rölöve
çalışmalarının ardından, yapının özgün durumunun
nasıl olduğunu saptayan restorasyon ve koruma-müdahale kararlarını içeren
yenileme projeleri hazırlanmıştır.
Mevcut yapıların gelecekte sosyal ve kültürel merkez işleviyle nasıl
değerlendirileceğini belirleyen ön
proje aşaması düzenlendi. Ön proje öncelikle yakın çevre kullanıcılarının,
sonra da Anadolu yakasının beklentisi ve gereksinmesi olan, ancak tüm kente de hizmet
verecek bir kültür alanını yaratma amacıyla biçimlendirilmiştir.
2010 Avrupa Kültür Başkenti kapsamında bu sene itibarıyla
Hasanpaşa Gazhanesinde restorasyon çalışmalarına başlanacaktır. Proje onaylanmış ve uygulamayla ilgili
hazırlıklara başlanmıştır.
Kuzguncuk Gazhanesi:

Endüstri tarihimizin ilk sanai tesislerinden biri olan
Kuzguncuk Gazhane’sinin kullanıma elverişli makine ve metal bölümleri itina ile yerinden sökülerek Kadıköy Gazhanesi'ne
kullanılmak üzere taşındı. Bu tarihte 10 dönüm
arazide kurulu Kuzguncuk Gazhanesi’nin ana ve yardımcı binalarının zamana
direnebilen taş duvarları ile gazometre havuzları, Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından, Beylerbeyi Sarayı'nın
müştemilatı olarak değerlendirilerek, birinci sınıf tarihi eser olarak kayda
alındı.
Nakkaştepe' deki Kuzguncuk Gazhanesi, 1992 yılına kadar Milli
Emlak' ın arazisi olarak sadece kayıtlarda yaşadı.
Hatta doksanlı yıllarda tesisi bulmak isteyenler, belediyenin nazım planlarında
bile böyle bir yapıya rastlayamıyordu.
TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı bünyesinde yer alan Beylerbeyi Sarayı
Kuzguncuk Gazhanesi'nin bulunduğu
Nakkaştepe / Kuzguncuk'taki 10 dönümlük arazi, 1992 yılında Mülkiyeliler Birliği İstanbul Şubesi tarafından 49
yıllığına Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nden kiralanmıştır. 1992 yılında Mülkiyeliler
üzerindeki 29 gecekondu ile birlikte araziyi Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nden
devraldı. Mülkiyeliler Birliği
endüstriyel mirasımızın seçkin bir örneği olan Beylerbeyi Sarayı aydınlatma
tesisi olan Kuzguncuk
Gazhanesi'ni restore ederek, hem Mülkiyeliler' i hem İstanbullular 'ı, kültürel
ve sosyal hizmetler sunabilecek yeni
bir tesise kavuşturmak çabası içinde bulunmaktadır. Böylelikle, bu tarihi
sanayi binası yeniden eski
görünümüne kavuşturularak gelecek kuşaklara aktarılacak, ancak yeni
fonksiyonlar üstlenerek bu kez sanayi ürünü değil, düşünce, kültür, sanat ve
sosyal hizmetler üretecektir.
Konuyla ilgili eski, yeni fotoğraflar ve paftala riçin ordanburdanhertelden@gmail.com adresine mail atınız.
Bu kısa araştırmada; Gazhane nedir, çalışma prensibi ve tarihçesi değinilerek İstanbul'da Gazhaneler hakkında kısa bilgi verilmiştir. Araştırmanın geniş kapsamlı çalışmasında gazhanelerin yeniden kullanımına yönelik öneriler, değerlendirmeler ve Dünya ve Türkiye'den bu konu yapılmış örnekler bulunmaktadır)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder