Güney İspanya’dan metro
inşaatında ya da Evrensel Fuar alanının yapımında çalışmak üzere gelen işçiler
için 1929 yılında Belediye, bulabildiği en uzak ve en ucuz dört bölgeye “casas
baratas / ucuz konutlar” yaptı. Bu bölgelerden biri de Bon Pastor’du. Bon
Pastor’de elektriği ve suyu olan, iyi koşullardaki 784 tane konuta 3000 tane
işçi yerleştirildi, fakat bölgede ne hastane, ne okul, ne de market vardı,
sanki burası boşluğun ortasında kaybolmuş gibiydi. Üstelik mahalle sürekli sel
felaketlerine maruz kalıyordu, bir keresinde sular neredeyse bazı evlerin
çatısına ulaşmıştı. Ama insanlar ağaçlar ektiler, etrafı güzelleştirdiler ve
burayı yaşanabilir kıldılar.
Aslında hemen hemen bütün
İspanya’da 1920’lerde işçiler için kamu ve özel kurumlar tarafından ucuz
konutlardan oluşan mahalleler icat edildi. Özel sektörün elinde tuttuğu
mahallelerin çoğu, bir fabrika sahibinin fabrikasında çalışan işçilerin
barınması için inşa ettirdiği “koloni”ler gibi, ıslah olma şansına sahip
olduklarından korunabildiler. Bu kolonilere bir örnek olarak ünlü mimar Antoni
Gaudí tarafından yapılan “Colonia Güell”i örnek olarak verebiliriz. Fakat
Belediye tarafından inşa edilen mahallelerin ise ayakta kalmak için çok küçük
bir şansı var. Barselona’da 4 farklı bölgeye inşa edilmiş olan 4 mahallenin üçü
geçtiğimiz on yıl içinde yıkıldı ve geriye kentin tarihsel mirasını gösteren
sadece Bon Pastor kaldı…
Temel olarak burada yaşayanları,
istisnalar hariç, düşük gelirli işçiler ve çok sayıda işsiz oluşturuyor. Pek
çok mahalle sakini, 1920’lerde ve 1930’larda Barselona’ya gelen işçilerin torunlarıdır.
Bunlar, büyükannelerinden ya da büyükbabalarından aldıkları “kira sözleşmeleri”
ile evlerinde oturmaya devam ediyorlar.
Nüfusun diğer bir kısmını da
mahalleye daha sonraki yıllarda 1970’lerde ve 1980’lerde gelenler oluşturuyor.
İstatistiksel olarak mahallede yaşayanların etnik kökeni hakkında çok az
bilgiye sahibiz. Romanlar ile Roman olmayanlar önemli ölçüde birbirine
karıştığı için farklılıkların çok belirgin değil. Fakat buna rağmen mahallenin
popülâsyonunun yüzde 20-30’unu Romanların oluşturmaktadır.
Mimar Turull Belediye için aynı
elementleri ve aynı topolojiyi kullanarak 4 farklı proje geliştirmiş ve 1929
yılında Belediye Barselona’da 4 farklı mahalle inşa etmiş ve 45x55 metre
ebatlarında 784 tane ucuz konut yapmıştır.
Bonpastor
bir sosyal konut projesidir fakat sadece seçilebilenler için. Soayal konutlara
taşınabilmek için kişiler başvuru yapmakta ve aldıkları maaşı ve banka
hesaplarını belgelendirmeleri istenmiştir.
Barselona kent merkezi gelişti ve
çeperlere doğru dayanmaya başladı. Böylece, bu dört arsanın değeri de arttı. Rant
müjdesi veren bu arsalar, devlete, mülkiyetin kendilerine ait olduğunu
hatırlattı. Devlet, buradaki arsalar üzerine yeni yerleşkeler yapmak üzere bir
karar aldı ve Bonpastor Mahallesi'nin yıkımına karar verdi. Kentsel dönüşüm
olarak adlandırılan bu hareketle, eski Bonpastor'a üst gelir grubuna hitap eden
binalar yapılacak, burada yaşayan yerli halk da mahallenin çok yakınındaki bir
alanda yeni, daha konforlu apatmanlarına kavuşacak. Bu durum hem mahalle içinde
çelişkiler yarattı, hem de insanların kendilerinde...
Bonpastor
sosyal konutlarında, kira oranları ailelere göre değişiyor. Yüksek kira veren
de var (yaklaşık ayda 300 Euro), düşük kira veren de (ayda 10 Euro). Bu iki
grup arasında tabii ki bir dengesizlik oluşuyor. Yüksek kira verenler, daha iyi
koşullarda yaşayıp, daha az kira vermek istiyorlar. Bu yüzden dönüşüm projesini
destekliyorlar. Fakat, düşük kira veren grup ise, yeni konutların kirasını
karşılayamayacağı için, dönüşüme karşı çıkıyor.
Dönüşüm projesinin yaşayanları ikiye
bölmesi, sadece kira oranları ile bağlantılı değil. Yapılan referandumda,
halkın dönüşüme "evet" dediği ortaya çıktı. Hayır diyenlerin çoğu,
mahalleden kopamayan, burayla bağları olan 50 yaş üstü insanlar... Genç nüfus
ise artık daha kaliteli yaşam standartlarında yaşamak istiyor.
Mahalledeki
yaşlıların çoğu hemen yakındaki “Can Fabra” adındaki tekstil fabrikasında ya da
metal üretimi yapan“La Maquinista” fabrikasında çalışıyordu eskiden. Fakat “Can
Fabra” bir halk kütüphanesine “La Maquinista” ise büyük bir alışveriş merkezine
dönüştürüldü.
“La
Maquinista” 1990’larda alışveriş merkezine dönüştürüldüğünde, pek çok kişi Bon
Pastor’deki bu evlerde 21. yüzyıl boyunca bu şekilde yaşamaya devam
edemeyeceğini anladı aslında. 1992 Barselona Olimpiyat Oyunları’nı takip eden
bir dönüşümün parçasıydı Bon Pastor. Mahallede aynı zamanda diğer bir büyük
etkinliğin, 2004 yılında gerçekleştirilen “Evrensel Kültür Forumu”nun da etkisi
altında kaldı ve bu toplantı aslında Besòs nehri etrafında başlatılan kentsel
yenileme dalgasına da bahane oldu.
Barselona ile La Sagrera
arasındaki yüksek hızlı trenin Bon Pastor’u merkeze yakınlaştırmasıyla birlikte
Bon Pastor’un de içine olduğu proje imzalandı ve ucuz konutlar ölüme mahkûm
edildi.
Sonra Bon Pastor sakinleri, yirmi
yıldan beri kendilerine bu evlerin yıkılması gerektiğinin söylendiğini
hatırladı. Bazıları, her zaman bu evlerde bu şekilde oturmaya devam
edemeyeceklerini başından beri bildiklerini söylüyorlar.
Resmi olarak Franko’nun
diktatörlüğü sona erdiğinden beri, 1970’lerden beri yani, ucuz evlerin
yıkılmasına dair bir öneri vardı. Fakat Belediye böyle bir operasyonu
gerçekleştirmek için yeterli paraya sahip değildi, bu yüzden 1980’ler boyunca
(“demokrasi” geldiğinde), Bon Pastor’un hemen yanındaki mahalle “Baró de
Viver”’de 400 ucuz ev yıkılırken, Bon Pastor’da yenilemeye ihtiyacı olan
evlerin aileler tarafından onarılması için aileleri finansman bulmaya teşvik
etmişti. Bon Pastor sakinleri ile gerçek yıkım hakkindeki görüşmeler 1998’da
başladı ve en sonunda 2003 yılında sözleşme imzalandı.
Projenin
mahallede istenip istenmediğine dair bir referandum yapıldı ve ciddi oranda
dönüşüme “evet” oyu çıktı…
2007 yılında başlayan dönüşüm
sürecin sonunda 1.Aşamada 145 konut yıkılmış bir o kadarda konutun mühürlenip
kapatılmıştır. Burada yeni bir olumsuzluk ortaya çıkmıştır. Geceleri kapatılan
evler ve çevresi suç mahalli olmuş ve suç oranı giderek artmıştır.
Değerlendirme
Konutların şu anki fiziki durumu
düşünüldüğünde burada gerçekten bir iyileştirme yapılması gerekliliği
kaçınılmaz. Ancak iyileştirme-dönüştürmenin hangi kriterle ve kimin yararına
yapıldığı çok önemli.
Belediye
şu an önerdiği
Tek
katlı düşük yoğunluklu konutların yerine önerilen çok katlı-yoğun konutlar
devlet tarafından 30 yıllığına ve yüzde 3 faizle verilen krediyle satın
alınabiliyor ya da ailenin gelir durumuna göre belirlenen bir miktarla
devletten kiralanabiliyor. Bunun yanında çok katlı konut projesiyle elde
edilecek fazladan 400 konut karlı olacak gibi, ama tabii önerilen projenin
üreteceği doku buradaki mahalle ruhunun yok olmasıgibi bir takım problemleri de
beraberinde getirecektir.
Bu yazı ile ilgili daha
ayrıntılı bilgi için ordanburdanhertelden@gmail.com adresine mail atınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder