8 Ağustos 2012 Çarşamba

Moskova (Rusya) Kentsel Projeler - Moscow City, Zaryadye ve Manezhka

Rapor İçeriği
1. BÖLÜM-GENEL ÇERÇEVE
1.1. Rusya (Yönetim ve Politika, Federatif Özerk ve İdari Bölgeler, Coğrafya ve İklim, Ekonomi, Demografi, Doğal Kaynaklar ve Çevre)
1.2. Moskova (Yönetim ve Politika, Ekonomi, İdari Yapılanma, Moskova’nın Kentsel Gelişimi)
2. BÖLÜM-MOSKOVA PLANLAMA YAPISI
3. BÖLÜM-MOSKOVA MEKÂNSAL GELİŞME STRATEJİLERİ ve KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ
3.1. Moskova Uluslar arası İş Merkezi (Moscow City-MIBC)
3.2. Zaryadye Tarihi Bölgesi Kentsel Dönüşüm Projesi
3.3. Manezhka Meydanı Kentsel Yenileme Projesi
Moskova Uluslararası İş Merkezi (Moscow City-MIBC)
Moskova Uluslararası İş Merkezi Projesi, Doğu Moskova’nın hızla gelişim gösteren bölgesi Presnya’da yer alan iş merkezi, yaşam ve eğlence alanlarının bir arada bulunduğu, “kent içinde kent” sloganı ile başlayan olacak projeyle Rusya ve Avrupa’daki en büyük yatırım ve inşaat projesini oluşturmaktadır.
Moskova Uluslararası İş Merkezi “Moscow City”(MIBC) gerçekleştirilmesiyle, Moskova’nın iş etkinliklerinin merkezi haline dönüşmesi beklenirken, kentin bütün bölgelerinin daha verimli olarak kullanımı, arazilerin pazar değerinin artması ve kentin sahip olduğu kaynaklardan elde edilen vergi gelirinde de artış sağlanması hedeflenmektedir.
Projenin gerçekleştirilmesi amacı ile doğrudan proje ile olarak Kent Meclisi tarafından ilgili bir kanun çıkarılmıştır. (Ek 1)
Yaklaşık 1.800.000 m²’lik inşaat alanına sahip proje 1992 yılında başlamış,1998 yılında ekonomik kriz nedeniyle bir süre ara verdikten sonra 2020 yılına doğru bitirilecektir.
Zaryadye Tarihi Bölgesi Kentsel Dönüşüm Projesi
Zaryadye tarihi bölgesi Moskova’nın merkezinde yer alan 12-13.yüzyıllarda kurulmaya başlamış olan tarihi bir merkezdir. Bölge Varvarka Caddesi ve Moskva Nehirleri arasında bulunmaktadır. Kelime anlamı“sıralar arasındaki alan” ’dır. Örnek olarak bu sıralara örnek olarak Pazar alanı ve Kızıl Meydan’a olan komşuluğudur.
Manezhka Meydanı Kentsel Yenileme Projesi
Dünya’nın belki de en ünlü meydanlarının başında yer alan Kızıl Meydan’a ve Kremlin Sarayı’nın duvarlarına bitişik bir bölgede, Moskova’nın kalbinde konumlanmışolan Manezhka Meydanı, Moskova’yıziyarete eden milyonlarca ziyaretçinin fotoğraf çekindiği, hatıra hediyelik eşyalar satın aldığı veya yer altıpazarından perakende alışverişi yaptığı bir bölgedir.
Raporun ayrıntıları için ordanburdanhertelden@gmail.com mail atınız...

2 Ağustos 2012 Perşembe

İstanbul' a Tepeden Bakmak...

Bu Yazı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Dergisi' nde (32. Sayı Ağustos 2012) Yayınlanmıştır.


1-Fotoğraf çekme serüveniniz nasıl başladı?
Çocukken evimizde “Lubitel 2”, “Cmena Cosmic” vardı. O zamanlar şimdi olduğu gibi her anın fotoğrafını çekmek mümkün değildi. Sadece özel günlerde kutusundan çıkarılır, en güzel kareler çekilir ve tekrar büyük bir özenle kutusuna geri konurdu. Çocuk olduğum için çok fazla kurcalamam, dokunmam yasaktı. Yasaklar her insana olduğu gibi bana da cazip gelmiş olacak ki bir gün evde kimse yokken çıkardım makineyi siyah kutusundan başladım çekmeye… Önce aile bireyleri, sonra Yalova sokakları, derken İstanbul’un güzellikleri…
 
2-Birçok insanın yaptığı gibi İstanbul’un boğazının, sokaklarının, tarihi-modern yapılarının cepheden görüntüsünü fotoğraflamak yerine, tabir-i caizse “farklı bir bakış açısıyla” deklanjöre basıyorsunuz. Nerden aklınıza geldi İstanbul’a tepeden bakmak?
Dediğiniz gibi şimdi gidin Sultanahmet’ e en az 100 kişi görürsünüz camiyi kadraja sığdırmak için uğraşan. Buda demek oluyor ki birbirine benzeyen 100 tane fotoğraf. Ben yapmadım mı? Tabi ki yaptım, hala da yapıyorum; ama bir süre sonra farklı şeyler bulmak, yakalamak, kendinizi daha da geliştirmek istiyorsunuz. Uçak yolculuklarında fark ettim ilk, İstanbul’u yukarıdan fotoğraflamak da en az içinden fotoğraflamak kadar heyecan verici.




3-Nereden fotoğraf çekmeye nasıl karar veriyorsunuz? Şimdiye kadar hangi binalara, gökdelenlere çıktınız fotoğraf çekmek için?



Aslında planlı bir yer yok. Arabayla yol alırken gözüme çarpan her yüksek yapı benim çekim alanım olabiliyor. Bu çalışmalara yaklaşık 1.5 sene önce başladım. Şu anda istanbul’ daki bir çok binaya inşaat halindeyken veya tamamlanmış durumda iken çıkma fırsatım oldu. İlk olarak Sapphire Tower ile bu serüvene başladım. Daha sonra Trump Tower, Çağlayan Adalet Sarayı, Varyap Meridien, İstanbul Beyazıt kulesi, The Marmara Taksim Oteli, Galata Kulesi, Otağtepe ve son olarak Zeytinburnu’nda yeni yapılan Onaltıdokuz da çekim yaptığım binalar arasında yer alıyor. Dahası gelecek…
4-Peki daha nerelere çıkıp İstanbul’u fotoğraflamaya devam etmek istiyorsunuz?
Boğaz köprüsünde çelik halatların dik kolonlar ile bağlantı noktarında fotoğraf çekmeği çok arzuluyorum. İzin almak için girişimlerde bulundum ama ne yazık ki olumlu bir sonuç alamadım henüz…
 

5-Yukarıdan İstanbul’a bakınca ilk fark ettiğiniz ne oluyor?
Sonuç olarak burası “kıtaların birleştiği şehir” ve size hem Avrupa kıtasını hem de Asya kıtasını aynı kareye sığdırma şansı veriyor. Dahası İstanbul gece ayrı gündüz ayrı yaşayan bir şehir. Yollarında yürürken etrafımızda akıp giden hayat sadece görebildiğimiz mesafe kadar; ama yukarıdan aşağıya baktığınızda çok daha geniş bir perspektif var. Binlerce araba, milyonlarca insan aynı anda bir yerden bir yere gitmeye çalışıyor. Sürekli bir hareket, bir koşturmaca… Hayret etmemek mümkün değil bu karmaşanın içinde nasıl kaybolmadığımıza.
6-Peki Orhan Velinin gözlerini kapatarak dinlediği İstanbul mu yoksa Yahya Kemalin tepeden baktığı İstanbul mu daha güzel?
Binlerce şiire, romana konu olan, sahip olmak için savaşlar yapılan, her felaketten sonra yeniden küllerinden doğmasını bilen bir şehre nerden nasıl bakarsanız bakın mutlaka bir güzellik çarpacaktır gözünüze. Yüksek kaldırımdan Pera’ya yürürken geçeceğiniz kaldırımlar, bir dili olsa kim bilir neler neler anlatacak olan tarihi yapılar, İstiklal Caddesi, Mısır Çarşısı, yüzyıllardır denizin ortasında yapayalnız duran kız kulesi… Ama yine de “sade bir semtini sevmek bile bir ömre bedel” olan bu şehre tepeden bakmak biraz daha ayrıcalıklı gibi geliyor bana; çünkü o zaman “ sadece size ait”miş hissini yaşıyorsunuz. Daha önce yanından geçip gittiğiniz bir caminin veya tarihi bir yapının çevresiyle uyumunu ve şehrin dokusuyla nasıl bütünleştiğini görmek ayrı bir haz veriyor insana.

 
7-Çalışmalarınızı nasıl değerlendirmeyi düşünüyorsunuz?
Bu işi şimdilik sadece hobi olarak sürdürüyorum. Ben de kariyerimi bir kenara itip sadece fotoğrafçılığa yönelir miyim bilmiyorum. (Gülüyor). Şimdilik seyahat yazılarıyla, kısa yazı dizileriyle mümkün olduğu kadar çok insana ulaşmak, onlara da İstanbul’un tepeden bakıldığında da muhteşem gözüktüğünü göstermek istiyorum. İlerde bu çalışmalarımı bir sergide veya bir kitapta toplayıp, torunlarıma İstanbul bir zamanlar böyleydi demek en büyük hayalim.
8- Yaptığınız işin diğer ülkelerdeki durumu nedir? Siz başka ülkelerdeki şehirleri de tepeden fotoğraflamak istiyor musunuz?
Bu çalışmalar yurtdışında bazı firmalar tarafından helikopter ile çok daha profosyenelce yapılmakta ve bu sayede şehrin 360° panoramik görüntüleri elde edilmektedir. Reklam olmazsa söylemek isterim. Airpano internet sitesi adına çalışan arkadaşlar Dünya’nın pek çok yerinde çalışmalar yapmış, panoramik görüntüler elde etmiştir.
Başka ülkelerdeki şehirleri fotoğraflamak işine gelince, dediğim gibi benimkisi işten çok bir hobi, kimseyle ne bir yarışım ne de bir iddiam var. Tabi fırsatım olursa neden bir Paris’e, Venedik’e, Londra’ya da tepeden bakmayayım?
Bölgeler ile ilgili fotoğraf istekleri için ordanburdanhertelden@gmail.com mail atınız...
Ziyaret Edilen ve Etrafı ile Fotoğraf Çekilen Projeler
Varyap Meridian, Marriott Hotel, Vialand, Beyazıt Kulesi, Onaltı-Dokuz, Atatürk Arberatumu, Çağlayan Adalet Sarayı, The Marmara Taksim,  Sapphire Tower, Trump Tower