15 Ocak 2014 Çarşamba

Roma (İtalya) Gezi Notları

Bu Yazı City Life Dergisi' nde (3. Sayı Ocak 2014) Yayınlanmıştır.


“Roma: Sanat ve Mimarinin Birleştiği Şehir…”

İtalya ve Lazio bölgesinin başkenti Roma, Akdenizin kıyısında Tiber ve Aniane nehirleri arasındaki bölgede kalmaktadır. 2800 yıllık şehir, tarihi boyunca Roma imparatorluğunun başkenti olmuş, Hıristiyanlığın Katolik mezhebinin merkezi olan özerk Vatikan devletine de gibi ev sahipliği yapmıştır.

Roma şehri denilince şüphesiz ilk akla gelen Roma İmparatorluğudur. İsterseniz çok kısaca biraz sizi geçmişe götürelim. Roma İmparatorluğu, Roma Cumhuriyeti'nin Augustus liderliğinde MÖ 1. yüzyılda yeniden örgütlenmesiyle kurulan Antik Roma devletidir. Uzun yıllar Akdeniz çevresinde hüküm süren Roma İmparatorluğu, 375 yılındaki Kavimler Göçü'yle başlayan karışıklıklardan sonra 395 tarihinde doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. İmparatorluğun batıdaki kısmı olan Batı Roma İmparatorluğu Kavimler Göçü'den sonra 476 yılında yıkılmış, doğu kısmı da varlığını Doğu Roma İmparatorluğu veya Bizans İmparatorluğu olarak 1453'te Osmanlı İmparatorluğu'nun yedinci Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in fethine kadar sürdürmüştür. Bu dönemde atıl halde kalan Roma yıllarca ilimden, gelişimden uzak veba salgınları ve deprem gibi doğal afetler arasında kalmış terk edilmiş şehir gibiydi. Kentin canlanması Rönesans ile mümkün olmuştur. Bu etkide şüphesiz Papalık makamının etkisi büyüktür. Bu dönemde mimari, sanat, tarih, bilim dallarında birçok ünlü yapıt ortaya çıkmıştır. Bu dönemde Roma kalkınmış, büyük sanat eserleri ortaya çıkmıştır. 15. yüzyıldan sonra kent savaş dönemine geçiyor. Hem İtalyan devletleri arasındaki savaşlar hem de Napolyon ve Hapsburg işgalleri, kentin sürekli bir savaş ortamı yaşamasına neden oluyor. En sonunda İtalyan birliği kuruluyor ve 1871’de Roma, İtalya’nın başkenti seçilmiştir. Bu tarihten sonra hızla gelişen İtalya 1949 Nato, 1957 Avrupa Birliği üyeliği ile gelişimi devam etmiştir.

Roma elbette tarihteki yaşanılanlar ve rönesansın etkisiyle günümüze çok zengin bir miras bırakmıştır. Kolezyum, Aşk Çeşmesi, İspanyol Merdivenleri, Roma Forumu, Panteon, San Pietro Bazilikası, Sant Angelo  vb. İsterseniz hemen bu güzel şehri tanımaya başlayalım. 

Nasıl Gideceğiz…

Roma’ya ulaşım için birçok alternatif bulunmaktadır. Uçak ile ulaşım en hızlı seçenek olabileceği gibi daha zamanı olan ve özgürlük peşinde olanlar için bir diğer alternatif interrail sistemidir. Avrupa’da sıklıkla kullanılan demiryolu ağları ile de şehre ulaşabilmektesiniz. Bir diğer farklı öneri cruise ile de bu şehre ulaşmanız mümkündür.

Roma’ya gitmek isteyen ve zamanın önemli olduğunu düşünenler için tercih edilmesi gerek şüphesiz uçak yolculuğudur. Yaklaşık 2.5 saat gibi bir zamanda gidilebilen Roma’ya birçok alternatif bulunmaktadır.

Ulusal Havayolumuz THY dışında, İtalya Ulusal Havayolu Aitalia ile de şehre aktarmasız yolculuk yapabildiğiniz gibi daha ucuz fiyatlarla uçan Pegasus ve Blue Express’i tercih edebilirsiniz.

Pegasus           : www.flypgs.com
THY                 : www.thy.com.tr

Schengen Anlaşması’na taraf olan İtalya’ya seyahat edecek olan Umuma Mahsus Pasaport hamili vatandaşlar vizeye tabidir. Hizmet ve Hususi pasaport hamili vatandaşlar ise altı ay içinde doksan günü aşmamak kaydıyla, İtalya’ya yapacakları seyahatlerinde vizeden muaf olmaktadır. İtalya Schengen vizelerinin en kolay alımı İtalya başkonsolosluğu taşeron firması idata aracı şirket tarafından yapılmaktadır. (Detaylı bilgi için http:// http://www.idata.com.tr/tr adresi ziyaret edilebilir)

Ne Zaman Gidelim…

Tipik bir Akdeniz şehri özelliğini taşıyan Roma şehrine yılın her zamanı gidilebilmektedir. Ama şüphesiz birçok turistinde tercih ettiği aylar bahar ve yaza merhaba aylarıdır. Mayıs-Haziran ayları Roma’yı gezmek, her köşesini incelemek adına en güzel aylardır. Temmuz-Ağustos ayları en sıcak dönem olduğu için sizlere pek önermemekteyiz. Roma şehri bir müze kent olmasından dolayı hep yürüyerek ve inceleyerek gezeceksiniz. Birde sıcakların bunu engellemesi gezinizi zorlaştıracağı için bu ayları tercih etmemenizi öneririz.

Nasıl Gezeceğiz…

Roma şehri ulaşım yönünden çok geliştiği söylenemez. Taksi, metro, tramvay, turistik otobüsler, yerel otobüsler ve hatta bisikletler; ulaşımınızı sağlayacak birçok seçenek mevcut olmasına rağmen özellikle size önerebileceğimiz kesinlikle metro ve tramvaylardır. Roma, trafik sorununun kronik hale geldiği bir kent haline ulaşmıştır.  Raylı sistemin rahatlığından sonra inanın hiç toplum taşımadan vazgeçemeyeceksiniz. Alacağınız günlük veya 3 günlük biletlerle sınırsız istediğiniz yere gidebilirsiniz. Ayrıca Avrupa’nın birçok yerinde kullanılan Hop On hop Off otobüsleri ile de şehre çok rahat ve uyguna gezebilirsiniz. 1 günlük sınırsız kullanım ücreti 18 Euro olan otobüslerle şehrin tüm turistik noktalarını özgürce gezebilirsiniz.

Nerelere Gidelim…

İtalya’nın başkenti Roma’da görülecek yerleri, keşfedilecek mekânları ve Akdeniz ikliminin getirdiği kültürüyle Dünya’da gidilmesi gereken yerler arasında üst sıralardadır. Oldukça kalabalık bir nüfusa birde turist sayısı eklendiğinde bu şehri gezmenin zor bir hal aldığını unutmayalım. Bu nedenle sizlere bir Roma tatili planlıyorsanız minimum 3 gün olarak ayarlamanızı önermekteyiz.

Bir diğer stratejik önerimiz Roma Pass kart. Roma Pass, Roma geziniz boyunca sizin çok işinize yarayacak bir indirim kartıdır. İndirim kartı ile ulaşımdan ücretsiz müze girişlerine, ücretsiz şehir haritalarına kadar size birçok avantaja sahip olabilirsiniz. Roma’da en azından 2-3 günlük bir süreniz varsa Roma Pass  tam sizlik olabilir. Kolezyum gibi uzun giriş kuyruklarına sahip yerlerde kart sahipleri sıraya girmeden rahatça giriş yapabiliyor. Fiyatı 30 Euro olan kartın diğer avantajı ise ulaşımda sınırsız 3 günlük bilet özelliğinin olmasıdır. Roma’da 3 günlük sınırsız ulaşım biletleri 11 Euro ike bu kadar ile daha karlı oluyorsunuz üstelik 2 müze girişinizde bedava ve hızlı oluyor. Birçok turistik merkezde satılan kart sabahın erken saatlerinde almanızı tavsiye ederiz çünkü aldığınız gün herhangi bir müze veya ulaşım aracına bindiğinizde aktive olacaktır.

Roma’da görebileceğiniz ziyaret edebileceğiniz birçok turistik merkez bulunmaktadır. Sizlere bu sayımızda bu yerlerin en önemlilerini ve en çok ilgi çekenlerini anlatacağız. Diğer yerleri bulmak ve keşfetmek sizlere düşüyor.

Fontana di Trevi (Aşk Çeşmesi)

Roma’ya gelince ya da gelmeden önce en çok gidilmek istenen, en çok merak eden yerlerin başında Aşk Çeşmesi gelmektedir. İsminden dolayı birçok âşık kişinin gelip dua ettiği, içerisine bozuk paralar atarak dilek dilediği çeşme Poli Sarayı'nın bir kenarına Nicolò Salvi tarafından Klasik ve Barok karışımı tarzında yapılmış, Dünya’daki en ünlü çeşmelerden birisidir.

Trevi Çeşmesinin genel ifadesi “deniz”dir. Deniz kabuğu şeklinde bir at arabası, arabayı çeken denizden çıkan kanatlı atlar ve arabada bulunan mitolojik deniz tanrısı, görünümün konusunu oluşturmaktadır.

Piazza Di Spagna (İspanyol Merdivenleri)

Roma’ya gelen turistlerin Aşk Çeşmesinden sonra uğradığı bir diğer nokta olan İspanyol Merdivenleridir. Yapımına 1723 yılında başlanan merdivenler 138 basamakla Avrupa’nın en uzun merdivenleri olması yönünden önemlidir. Merdivenleri çıktığınızda karşınıza İspanya Büyükelçiliği göreceksiniz. Meydana ve merdivenlere de bu ismin verilmesi büyükelçiliğin burada yer almasından dolayıdır.

Merdivenlerin bağlandığı meydan Avrupa’nın en pahalı markalarının yer aldığı bir alışveriş alanına dönüşmüştür. Fakat alışverişin mümkün olmadığı bu alan elit bir biçimde resimlerde sergilense de aslında Roma’nın en çok suç işlenen alanıdır. Gideceklere tavsiyemiz, grupça hareket etmeniz ve yanınızda bulunan değerli eşyalarınıza sahip olmanızdır.

Piazza Navona (Navona Meydanı)

Roma’nın en önemli ve hareketli meydanlarından olan Navona Meydanı  da bir diğer görmeniz gereken yerdir. Panayırların yapıldığı, sokak ressamlarının yer aldığı ve falcılara sıkça rastlanan meydanın bir köşesinde kahvenizi yudumlarken etrafı izlemek son derece keyif verici olmaktadır.

Meydanın bir köşesinde G. Lorenzo Bernini'nin meşhur Dünyanın 4 bir yanındaki 4 büyük nehri temsil eden( Tuna, Ganj, Nil ve Rio della Plata) Dört nehir çeşmesi ve  Sant'Angese in Agone Kilisesini görmeniz mümkündür. 

Panteon

Tanrıların tapınağı anlamına gelen Panteon, eski bir pagan tapınağı olup, bugün bir Hıristiyan kilisesi olarak kullanılmaktadır. Tüm Roma tarihi yapıları içinde en iyi korunmuş olan bina yuvarlak hatları, eni ve yüksekliği birbirine eşit olması yönünde ilginçlik taşımaktadır. Ünlü ressam Rafaello ve bir çok ünlü papanın mezarları burada olması da ayrıca bu yapıyı gezilesi yerler arasına sokmaktadır.

Colosseum (Kolezyum) 

Tarihte Roma halkını eğlendirmek için gladyatör dövüşleri, tiyatro oyunları, mitolojik dramalar, büyük dini törenler gibi etkinlikler düzenlemek amacıyla yapılmış olan, şehrin merkezinde bulunan, 50 bin kişi kapasiteli bir arenadır.

Yapının inşaatı 70 yılında İmparator Vespasian döneminde başlamıştır. Arenanın zemini, su geçirmemesi için yelken beziyle kaplanmış. Yelken bezinin üstünde ise, akan kanı emmesi için 3-4 cm. kalınlığında bir kum tabakası varmış. “Arena” ismi de bu kumdan geliyor. “Arena”, Latincede “kum” demektir.

Günümüzde depremden dolayı harap vaziyette olmasına ve taşlarının çalınmasına rağmen Kolezyum, Roma İmparatorluğu'nun uzun zamandan beri ikonik sembolü olarak görülür. Bugün modern Roma'nın en çok turist çeken yerlerinden biridir.

Vatican (Vatikan Devleti):

Roma denilince birçok kişinin aklına hemen gelecek yerlerin başında Vatikan gelmektedir. Hıristiyanlık dininin Katolik mezhebinin yönetim merkezi olan Vatikan, Roma topraklarında olmasına karşın kendi başına özerk bir devlettir.

Vatikan’dan kısaca bahsetmek gerekirse; devlet başkanı, yasama, yürütme ve yargının da başkanı Papa’dır. Vatikan’ın çevresi yüksek duvarlarla kaplı olup güvenliğini İsviçreli Muhafızlar Kıtası sağlamaktadır. Yaklaşık 1000 kişi olan nüfusunu papazlar, muhafızlar, çalışanlar oluşturmaktadır.

San Pietro Bazilikası 

Katolik Hıristiyanlığın kalbi ve en önemli yapısı olan San Pietro Bazilikası, Roma’nın içinde sayılabilecek dünyanın en küçük fakat manevi değeriyle en büyük ülkelerinden Vatikan’da yer almaktadır. Bazilika, 320 yılında İmparator Konstantin döneminde inşa edilmiş. Zaman içinde çeşitli eklemeler ve restorasyonlarla bugünkü halini almıştır. Bazilikadaki ilk büyük değişiklik 15. yüzyılda gerçekleşmiş. Papa 5. Niccolo, Leon Battista Alberti’yi değişiklikler ve tamiratlar yapması için görevlendirmiş. Sonrasında yapının değişiminde Rafael ve Michelangelo gibi Rönesans’ın önemli sanatçıları rol oynamışlar. Yapı son haline 1626 yılında gelmiştir. Yapının kubbe tasarımı Michelangelo’ya ait. Ancak sanatçının ömrü, kubbenin tamamlandığını görmeye yetmemiş. Yapının ortaya çıkmasında Bernini’nin de katkıları büyük. Bazilikanın önündeki meydan onun eseridir.

Bazilikanın içinde Michelangelo’ya ait başyapıtlardan biri olan “Pieta”yı görmeniz mümkündür. Ayrıca ücret karşılığında yapının muhteşem kubbesine çıkabilirsiniz.

Roma Forumu

Antik romanın kalbi olan forum toplumsal hareketlerin merkezi durumundadır. Ticaret, ibadet, adalet kamusal faaliyetlerinin yönetiminin yürütüldüğü forumda  Settimio Severo Takı, Saturno Tapınağı, Vestali Evi, Mamertine Hapishanesi, Antonio ve Faustina Tapınağı ve Tito Takı gibi eserleri görebilirsiniz.

Roma Forumu giriş ücreti 12 eurodur ve bu fiyata kolezyum giriş ücreti de dahildir. Eğer Roma’da bulunduğunuz süre içinde Kolezyum, Roma Forumu ve diğer önemli yerleri gezmeyi planlıyorsanız Roma Pass Card‘ı incelemenizi tavsiye ederim. Roma’da 3 günlük ücretsiz ulaşım hakkının yanında 2 müzeye de ücretsiz giriş yapabileceğiniz avantajlı Roma indirim kartı olan Roma Pass’ı alabilirsiniz.

 
Nerede Kalabiliriz…

Avrupa’nın birçok şehri gibi Roma’da birçok alternatif sizleri bekliyor. Yaşanılan tecrübelerden ve etrafındaki turistik merkezlerden dolayı Roma’nın otel bölgesi olan Termini istasyonu çevresini size konaklama için önermekteyiz. Termini Roma’nın en merkezi olma özelliğini taşırken; havaalanı, diğer şehirlere ulaşımı, metro ve ana otobüs durağına yakınlığıyla da öne çıkmaktadır.

Şehrin turist yoğunluğundan içinde bulunulan iklime göre otellerin fiyatları değişmektedir. Sizlere önerdiğimiz son bahar ayı içerisinde 2 yldızlı oda fiyatı ortama 80-100 arasında konumu gayet güzel ve iyi bir otelde kalabileceğiniz gibi, 120-130 euro’ da4 yıldızlı güzel şık bir otelde kalabilirsiniz.

Oteller dışında kalabalık aile ve arkadaş grupları için önerimiz apart evlerdir. Geceliği cüzi fiyatlarda alabileceğiniz apart evlerde her türlü imkan bulunmakta olup, ev rahatlığını hissedebileceğiniz güvenli yerlerdir.

Yemek Denilince…

İtalya ve yemek denilince hemen hemen herkesin pizza ve makarna(pasta) diyeceği aşikardır. Ama İtalya mutfağı sadece pizza veya makarna(pasta)’dan ibaret değildir. İtalya mutfağı Dünyanın en zengin mutfaklarından biridir. Tarihi M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanmakla birlikte 18. yüzyılda Amerika kıtasından getirilen sebze ve meyveler sayesinde büyük bir değişime uğramıştır. İtalyan mutfağı bölgelere göre büyük farklılıklar gösterse de genel hatlarıyla aynıdır.

Klasik bir İtalyan mutfağı; 7 aşamadan 3 ana temel kısımdan oluşmaktadır. Aperatif bir içecekle başlanan yemekte önce mezeler ikram edilir. Daha sonra makarna, risotto, gnocchi, , polenta vb. gibi yiyecekler servis edildikten sonra ana yemek ikram edilir. Ana yemek genellikle balı,dana eti ve domuz etinden oluşmaktadır.Ana yemeğe mutlaka Contorno yani salata eşlik eder. Pasta-ya da tatlı(dolce) servisinden sonra yemek sonrası içecek(likör, amaro, limoncello, sambuca, nocino) ile klasik bir İtalyan yemeği tamamlanır.

Roma ve İtalya deyince yemek olarak ilk akla gelen şüphesiz pizza ve makarna’dır. Pizzanın 18.yy sonlarına doğru fakir Napolililerin yayvan ekmeklerin üzerine domates sosu sürmeleriyle bulunduğuna inanılır. Sizlere buralara gelmişken gerçek bir İtalyan pizzası tadabileceğiniz yer önermek istiyoruz. Roma’nın en iyi pizzacısı Pizzeria da Baffetto. Hayallerinizi büyük bir dükkân, güzel kaliteli dekorasyonun olduğu bir yer süslese de, asıl gerçek Baffetto’nun 2 katlı küçücük dükkânının mütevaziliğidir. Kapısında uzun kuyruklar oluşmuş, içerisindeki küçücük alanda sıra sıra birçok masası bulunan pizzacıda iyi ve güzel bir pizza için uzun zaman bekleyebilirsiniz. Uzun kuyruklarda zaman harcamak istemeyenler için şehrin birçok yerinde restorantı bulunan Pizzeria sizlere tavsiye edebiliriz. 

İtalya yemek denilince akla gelen bir diğer lezzet makarnadır. Türk mutfağına göre daha diri şekilde yapılan Makarnalar İtalya kültüründe çok daha değişik ürünlerle kombine edilerek servis edilmektedir. Bu değişik ürünleri ve kaliteli bir yemeği bulabileceğiniz önerimiz “La Mani in Pasta” yani “Hamurlu Eller”.  Buranın en meşhur makarnası olan Deniz ürünleriyle süslü “tagliolini clams” sizlere tavsiyemizdir. 

İki ana yemeği tamamlayıcı olarak sizlere Tiramisu tatlısını önermekteyiz. İtalyanca’da “beni al” anlamına gelen Tramisu; kakao, bisküvi ve kremanın bir araya gelmesiyle oluşan bu tatlının sunacağı lezzete siz de “evet” diyorsanız aşağıdaki adresi ziyaret edebilirsiniz. Star Metropole Hotel’in yanındaki  Smeraldo's.

Son olarak ta adını sık duyduğumuz Roma Dondurması. Birbirinden farklı lezzetlerde olan dondurma Türkiye’ de Maraş yöresinde hazırlanan dondurmaya göre çok daha krema kıvamındadır. Bu nedenle Türkiye’de dondurma kültürünü geride bırakmanız gerekmektedir. Sizlere bu konuda da tavsiyemiz şehirde birçok yerde şubesi olan Blue Ice’tır. 

Alışveriş Yapalım…

Dünya’nın en turistik merkezlerinden olan Roma en pahalı markalardan butik ürünlere, yiyecek/içecekten hediyeliklere kadar alışveriş konusunda bir hayli iddialı bir şehirdir. Sizleri Roma’da kısa bir alışveriş turuna çıkartmak istiyoruz.

Via Condotti Caddesi

Birbirinden güzel tasarımlarına sahip ve Dünya modasına yön veren Gucci,  Armani, Dolce & Gabanna, Prada, Dior gibi ünlü markaları bulabileceğiniz cadde İspanyol Merdivenlerinin karşısında yer almaktadır. Genelde bir reklam amacıyla cadde üzerinde yer alan markalar pek çok turist tarafından sadece merak amacıyla bile gezilebilmektedir.

Roma Sokak Pazarları

Sokak pazarları bir şehrin, ülkenin etnik kimliğini en güzel yaşayabileceğiniz yerlerin başında gelmektedir. Sabahın erken saatlerinden geç vakitlere kadar hoça vakit geçirebileceğiniz bu pazarlardan en önemlisi şüphesiz Campo De Fiori’dir.   1800′lerden beri Piazza Navona’ya yakın kurulan sokak pazarı pazar günleri hariç haftanın tüm günleri kurulmaktadır. Ulaşım: Navona Meydanı yakınlarında bir metro durağı bulunmuyor. Bu yüzden meydanı otobüs ile ulaşmak isterseniz Kolezyum durağından 87 numaralı otobüse, Piazza Barberini durağından 492 numaralı otobüse, Termini İstasyonu’ndan ise 70 numaralı otobüse binebilirsiniz.

Castel Romano Designer Outlet

Roma’ya yakın büyük outletlerden Romano’ da Roma’nın 25 km uzağında bulunmaktadır. Ülkemizden Roma’ya giden birçok seyahat operatörü tarafından ekstra tur olarak gidilen Romano’ da toplam 11 dükkan bulunmaktadır. Avm’ye Termini İstasyonu’ndan gitmek isterseniz  10:00, 12:30  ve 15:00′te servisler kalkıyor. Aynı şekilde de avm den şehre ulaşım sağlanmaktadır.

Yinede bunca mağazan ne alacağızı bilemediyseniz; Roma’dan genellikle turistler paketlenmiş makarna, zeytinyağı, marmesan peyniri, çikolata, Roma futbol takımına ait taraftar ürünleri, magnetler, kokulu sirkeler, Murano camları, ünlü firmaların imitasyon ürünlerini almaktadırlar.

Bitiş…

Avrupa’nın sanatla yoğrulmuş, geçmişini unutmamış geleceğine bu kültürü aktarmaya devam eden şehrinden deneyimlerimizi sizlerle paylaştık. Bir başka şehirde görüşmek üzere.