Yaşayan organizmalar
olarak algılanması gereken kentlerde değişim, kaçınılmaz, doğal görülmesi
gereken ve kenti zenginleştiren bir süreç olarak kabul edilir. Bununla
birlikte, bu organizmalarda değişim olarak nitelendirilemeyecek erozyon ve
çürüme ile karşılaşılması da mümkündür. Değişimin sağlıklı olması, bu noktada,
hayati bir önem taşır. (Prof. Dr. Sercan ÖZGENCİL YILDIRIM)
Ülkemizin önemli bir
gerçeği olan deprem riskine karşı alınacak önlemler, hızlı kentleşmenin ortaya
çıkardığı olumsuz yapılaşma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi; şüphesiz
doğru kurgulanmış, fiziki, sosyal ve ekonomik olarak her boyutuyla irdelenmiş
multidisipliner bir faaliyet olan kentsel dönüşüm ile çözülebilir.
Yaşadığımız kentlerin son
elli yıldır yaşamakta olduğu kentleşme sorunları, beraberinde teknik
altyapısı, çocuk bahçeleri, park, spor alanları, eğitim, kültür ve sağlık
alanları gibi donatı alanlarından yoksun kent dokularının oluşmasına neden
olmuştur. Bu düzensiz kentleşmeye
birde afet riskinin katılması kentsel dönüşümü son derece elzem bir seviyeye
taşımıştır.
Olası bir afete karşı
oluşabilecek hasarların azaltılması amacıyla mevcut yapı stoğunun bölgesel ve
yerel ölçekte güvenliğinin incelenmesi ancak kapsamlı çalışmalar ile mümkündür.
Bakanlıklar, valilikler, üniversiteler, belediyeler ve il özel idareleri bu
çalışmaların odağını oluşturmaktadır. Bu süreçte görev alacak olan meslek
gruplarının afet risklerinin ve oluşabilecek hasarlarının azaltılması konularında
yetiştirilmeleri gerekmektedir.
Sadece mevcut yapı
stoğunun incelenmesi elbette yeterli olmayacaktır ama planlama yönelik olarak
ciddi bir altyapı verisi olacaktır. İmarlı / imarsız, iskânlı / iskansız ya da
kaçak yapılaşmaların olduğu alanlarda mevcut yöntemlerle kentsel dönüşüm
planlaması yetersiz kalabilmektedir. Bir çok parametresi olan ve bir çok aracı
bulunan bu kentsel dönüşüm planlamasının en doğru şekilde araziye uygulanması
için akademik çalışmaların yapılması gereklidir. Dünya’da uygulanan modellerin
irdelenmesi, ülkemize uygun gelecek modelin geliştirilmesi, yeni yöntem ve
araçların araştırılması bu akademik çalışmalar sonucu ortaya çıkacaktır.
Ülkemiz için yeni
sayılabilecek bir olgu olan kentsel dönüşüm; kentsel yenileme, yeniden
canlandırma, kentsel koruma gibi birçok kavramla karıştırılmaktadır. Özellikle fiziki
yenilemenin kentsel dönüşüm içindeki yeri akademik çevrelerce tartışıla
gelmiştir. Yenileme “renovation” ile kentsel dönüşüm arasında kesin sınırları
çizmek, bu bağlamda, kolay değildir. Bununla birlikte, kentsel dönüşüm, daha çok, ciddi işlev
değişiklikleri içeren, müdahalelerin fiziki yenilemeye oranla daha şiddetli ve
kentsel ölçekte olduğu, sosyo-ekonomik sorunların çözümüne odaklı projeler için
kullanılmaktadır. Dolayısıyla her müdahale “kentsel dönüşüm” değildir ama
fiziki yenilemede bu unsurların tamamının dışlandığı da söylenemez. Fiziki
yapıdaki bozulma, kentsel alanlardaki dejenerasyonda rol oynayan başlıca
etkenlerden biri olduğu için, bu olumsuzluğun ortadan kaldırılması, yenileme,
daha kapsamlı bir dönüşümün olmazsa olmaz bir parçası olarak görülebilir.
Ayrıca fiziksel yapının yenilenmesinin bir alanın dönüşümünde tetikleyici rol
oynayacağı açıktır. Alandaki binaların fiziki yapısının yenilenmesi, alanın
mevcut potansiyelinin kullanılması için gerekli olabilir, bunun en temel
örneği, tarihi mimari dokuya sahip alanlardır. Kuşkusuz kentsel dönüşüm ve
yenilemenin temel parametreleri başlı başına ele alınması gereken bir konudur. (Prof.
Dr. Sercan ÖZGENCİL YILDIRIM)
Kentsel dönüşüm ve
yenileme, canlandırma vb. kavramlar; yerel veya merkezi hükümet birimlerinde
bile doğru bir araştırma yapılamadığından dolayı hazırlanmakta olan projeler
doğru anlatılamamaktadır. Maalesef bu bilinçsizlik, halk arasında kamu için
kentsel dönüşümü bir rant aracı olarak göstermektedir.
Kentsel dönüşüm birçok
meslek disiplinin bir araya geldiği kentin tedavi edici araçlarından bir tanesi
ve en önemlisidir. Bu tedaviyi sadece bir meslek grubunun yapmaya çalışması
ütopik bir hayal olacaktır. Şehir ve bölge plancısı, inşaat mühendisi, harita
mühendisi, çevre mühendisi, mimar, sosyolog gibi birçok branş bir araya gelerek
doğru bir kentsel dönüşümü kurgulayabilir.
Konunun önemi ve kapsamı düşünüldüğünde
Kentsel Dönüşüm Programı bizi sistematik düşünmeye ve bilimsel yaklaşmaya sevk
etmektedir. (Prof. Dr. Sercan ÖZGENCİL YILDIRIM)
Amaç
Bu
program ile kamu çalışanlarının genel olarak yönetsel kapasitelerinin
artırılması, özelde ise şehircilik, insan kaynakları yönetimi, planlama ve
imar, çağdaş yönetim teknikleri gibi konularda teorik ve uygulamalı
bilgilerinin artırılması, kent yönetimine ilişkin dünya uygulamalarının
incelenmesi ve yerel yönetim mevzuatında yaşanan değişikliklerin yakından takip
edilmesi amaçlanmaktadır. (Sakarya Üniversitesi)
Hedef
Bu
programa katılanlar, proje araştırma, geliştirme ve yönetimi konularında ve
yönetim kademelerinin gerektirdiği organizasyon, planlama, karar alma ve
yönetme beceri ve yetkinlik kazanılmasında fayda sağlayacaklardır. (İstanbul
Sabahattin Zaim Üniversitesi)
Üniversitelerde Kentsel Dönüşüm ile
İlgili Lisans/Yüksek Lisans Programları
- YTÜ - Kentsel Dönüşüm Ve Planlama Yüksek Lisans Programı
- Okan Üni - Kentsel Dönüşüm Yüksek Lisans Programı
- Beykent Üni - Deprem Riskli Yapılar ve Kentsel Dönüşüm Tezli Yüksek Lisans Programı
- İTÜ - Şehir Planlama Yüksek Lisans Programı
- ODTÜ - Şehir Planlama Yüksek Lisans Programı
- Bahçeşehir Üni - Kentsel Sistemler ve Ulaştırma Yönetim Programı
- İstanbul Sabahattin Zaim Üni- Kent Çalışmaları ve Yönetim
- Mimar Sinan GSÜ - Kentsel Planlama Lisansüstü Programı
- İstanbul Aydın Üni- Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim (Marka Şehirler) Programı
- Sakarya Üni - Mahalli İdareler Ve Şehircilik Programı
- Gediz Üni.- Kentsel Yenileme Programı
- Gaziantep Üni. - Kentsel Dönüşüm Yüksek Lisans Programı
Ayrıca sormak
istedikleriniz için ordanburdanhertelden@gmail.com adresine mail atmanız
yeterlidir.