1 Aralık 2014 Pazartesi

Bitkisel Elemanların Yeniden Kullanımı: Atatürk Arboretumu / 2014




Kentsel Tasarım Yüksek Lisans Ödevidir.


 ÇALIŞMANIN ÖZETİ

İçinde yaşadığımız yüzyılda hızla artan nüfus, plansız yerleşmeler, gecekondulaşma ve kontrolsüz kentleşme nedeniyle çevre sorunları artmakta, kullanılabilir yeşil alanların sayısı azalmakta, ekosistem döngüsü sağlanamamaktadır. Yaşadığımız toplumda doğaya ve çevreye daha bilinçli davranmak bu sorunların çözülmesinde çok büyük rol oynamaktadır. Bu bilinç şüphesiz iyi bir çevre eğitiminden geçmektedir. Çevre eğitimleri aile ve okul dışında orman, park, botanik bahçeleri, demonstrasyon bahçeleri, arboretumlar gibi gözleme ve deneye dayalı mekânlarda ve hiç şüphesiz iyi bir peyzaj uygulamasıyla çok daha verimli olmaktadır.

İstanbul Atatürk Arboretumu’ nda peyzaj uygulama çalışmalarının bitkilerin mimari ve estetik potansiyellerinin değerlendirildiği bu çalışmada; Arboretum ile ilgili olarak ilk bölümde genel bir kavramsal çerçevede tanımı, tarihçesi, amaç ve işlevleri, çeşitleri ve kurulma kriterleri konularına değinilerek ulusal ve uluslar arası düzeyde başarılı örneklerden alıntılar yapılmıştır. Sonraki bölümde çalışma alanı olan Atatürk Arboretumu’na odaklanılarak konumu, kuruluş tarihçesi, idari yapısı, işlevleri, topoğrafik ve jeolojik yapısı, toprak yapısı, iklim ve bitki örtüsü hakkında genel bilgiler verilmiştir.

Ön bilgilendirmelerden sonra çalışmamızın esas konusu olan Atatürk Arboretumu’nda yer alan bitkiler görsel potansiyel, tamamlayıcı potansiyel, çekici (cezbedici) potansiyel, uyumlaştırıcı potansiyel, vurgulayıcı potansiyel, dikkat dağıtıcı potansiyel, simgeleyici potansiyel, dekorasyon Malzemesi Potansiyeli, Gösterici Potansiyel, Değiştirici Potansiyel başlıklarında incelenmiştir.


Raporun ayrıntıları ve  sormak istedikleriniz için ordanburdanhertelden@gmail.com adresine mail atmanız yeterlidir

8 Kasım 2014 Cumartesi

İstanbul'da Geçmişten Günümüze Su Yapıları / 2014

Bu Bir Kentsel Tasarım Yüksek Lisans Ödevidir.



Hayat kaynağı olan su, yaşamın devam ettirilmesindeki en büyük  rolü üstlenmiştir. Gerek bireysel gerekse toplumsal ihtiyaçlar nedeniyle kullandığımız suyun kaynağının insana ulaşması amacıyla su yapıları kurulmuştur.

Tarihin hemen hemen her döneminden günümüze kadar kalan, bazıları yüzlerce yıl işlevini sürdürmüş, evrensel bir kültür mirası niteliğindeki su yapılarıyla İstanbul bu alanda dünyanın en önde gelen şehirlerinden birisidir.

İstanbulda suyun serüveni 3 ana zaman dilimi içerisinde incelenebilir. Osmanlı öncesi Roma -Bizans Dönemi, Osmanlı Dönemi ve Osmanlı Dönemi sonrası Cumhuriyet Dönemidir.

Yaşamın temel kaynağı olan suyun temini çalışmaları İstanbulda Roma dönemine kadar dayanmaktadır. Kentin ilk yerleşim yeri olan tarihi yarımadanın su ihtiyacının karşılanması amacıyla isale hatları, su toplama hazneleri, sarnıçlar, suyolları, kemerler, maksemler, kanallar, çeşmeler, ayazmalar, hamamlar, kuyular yapılmıştır. Bu dönemin en önemli projesi Halkalı Suları Tesisleri olmuştur. Roma döneminde başlayan bu çalışmalar Bizans döneminde çok geliştirilmemiş sadece onarım çalışmaları yapılmıştır.  Osmanlı döneminde genişleyen kentin ihtiyaçları için mevcut sistemin yeterli olmamasından dolayı yeni kaynakların tespit edilip yeni hatların inşası çalışmaları yapılmıştır. Bu dönemde geliştirilen en köklü proje Kırkçeşme Tesisleridir. Roma döneminde yapılan Halkalı Suları Tesislerinden sonra çok uzun yıllar kentin su sorunu Kırkçeşme Tesisleri ile çözümlenmiştir. Ayrıca yine bu dönemde Halkalı Suları tesisleri yenilenmiş, Üsküdar, Taksim ve Hamidiye Su Yolları inşa edilmiş, kentin pek çok noktasında çeşme, hamam, sebil ve selsebir, şadırvan, bent, maksem, maslak, su terazisi, hazne, su kemeri, köprü, kaskat ve kuyu yapılmıştır.

Osmanlı dönemi sonrası ülkemizde başlayan kentleşme ve buna paralel olarak büyük kentlere doğru yapılan göçler mevcut sistemleri yetersiz kılmış, yeni tesislerin kurulmasına olanak sağlamıştır. Bu sayede yeni isale hatları, barajlar, içme suyu şebekeleri, arıtma tesisleri kurularak kentin ihtiyaçlarına cevap verilmeye çalışılmıştır. Yakın dönemde başlayan küresel ısınma ve buna bağlı olarak gelişen kuraklık ile İstanbul susuz kalma ile karşı karşıya kalsa da çevre illerden gelen büyük projeler (Melen Su Sistemi gibi) imdada yetişmiştir. Ancak sorun hala tam olarak çözümlenmediğinden mutlaka güçlü bir çevre anlayış programının hayata geçirilmesi gerekmektedir.


Raporun tamamı ve  Ayrıca sormak istedikleriniz için ordanburdanhertelden@gmail.com adresine mail atmanız gerekmektedir.

1 Ekim 2014 Çarşamba

Endüstriyel Mirastan Bize Kalanlar II: Haydarpaşa Bölgesi / 2014



Soğuk bir Cuma günü yine İstanbul’un gizli kalmış köşelerini keşfetme arzusu ile düştüm yollara. Bugün planımda Haydarpaşa Garı ve çevresindeki tarihi binaları keşfetmek vardı. Eminönü’nden Kadıköy vapuruna binerek beni neler bekliyor diye düşünmeye, kafamda yürüyeceğim ve görmeyi arzuladığım yerlerin planını oluşturmaya başladım. İlk olarak Haydarpaşa Garı, buğday ve tahıl siloları son olarak ta dikimevine gidecektim.

Çoğu kez hepimizin vapurdan gördüğü, uzaktan fotoğrafını çektiği bu yerleri yakından görebilme şansına bakalım sahip olabilecek miydim. Bu endişe ve heyecan içerisinde vapurdan inerek Haydarpaşa Garı’ına doğru yürüdüm. 

İlk durağım Haydarpaşa Garı. III. Selim’in paşalarından ve Selimiye Kışlası’nın yapımında büyük emeği geçen Haydar Paşa’nın adının verildiği bölgede bulunan Gar; Anadolu’dan İstanbul’a göç edenlerin bu koca metropol ile tanıştığı İstanbul Boğazına bakarak “Taşı Toprağı Altın” dedikleri yerdir. Halen TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü mülkiyetinde bulunan bina yıllar içerisinde heybetini korumaya çalışsa da insanoğlunun yaptığı hatalara tek başına direnmesi yeterli olamamaktadır. 2010 yılında çıkan yangın ile çatı kısmı büyük ölçüde yanmış, İBB tarafından İstanbul Haydarpaşa Garı ve Liman Dönüşüm Projesi ile istenmeyen Haydarpaşa Port projesine giriş yapılsa da, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın Marmaray projesi ile söz konusu bölgenin çoğunluğu yeşil alan olarak planlara işlenmiş idi. 2013 yılında İBB plan notlarında yapılan değişiklik ile Haydarpaşa Gar Binası restorasyonu için ilk adımı yapmış sonrasında Anıtlar Kurulu’ndan projenin onayını almış. Söz konusu bu onay sonrası Kadıköy Belediyesi restorasyon projesine ruhsat vermeyerek durum iyice karışık bir hale geldi. Son aşamada otel mi, Yüksek Hızlı Tren Garımı, Müze, Kültür Merkezi hatta AVM olup olmayacağı belirsiz…

  Haydarpaşa Garı

Heybetli gar şuan fotoğrafçıların dekoru haline gelmiş, evlenecek çiftler için unutulmayacak bir kompozisyonun parçası haline gelmiştir. İçerisinde dolaşırken amatör ya da profesyonel fotoğrafçılara onların isteklerine cevap vermeye çalışan halden hale girerek poz veren model arkadaşları görebilirsiniz. 

Garın kuzeyinde asıl peronların dışında TCDD yük trenlerinin kullandığı rayların arasında buluyorum kendimi. Orayı çekiyor burayı çekiyor derken kendimi kaybettiğim sırada görevlinin raylarda elektrik var demesiyle kendime geliyorum. Dile kolay 27.000 volt… Hepsi çok endişeli buraya gelen fotoğrafçılardan. Yakın zamanda 3 alman turist bir şekilde raylarda gezinirken daha farklı açılardan fotoğraf çekmek adına vagonlardan birisinin üstüne çıkmışlar ve 27.000 volt elektriğin çarpması ile maalesef 2 genç hayatlarını kaybetmişler. Bu yüzden ilk sorusunu ne maksatla geldiğim ve iznimin olup olmadığı idi. Bu benim için önemsiz ama çoğu arkadaş için önemli kısmı kartım sayesinde hemen geçtim ve siloların yolunu tuttum.


 Silolar

İkinci durağım silolar. Uzaktan bu kadar detaylarını fark edemiyor insan. Mevcut durumlarına baktığımda içim acıdı. 1900’lü yıllarında başında tamamlanan siloların şuan ki durumlarına baktığımızda sağlam duvarlarının içinde bir yorgunluk ve ölümü bekleyen bir sessizlik var. Bazen gelen izinsiz misafirler yapının dış ve kısımlarına çeşitli anlam(!) içeren boyamalar yapmış, bazı zamanlarda fotoğraf, klip, film çekimler için çeşitli deformelere uğramış olsa da endüstriyel mirasın iyi örneklerindendir. Bu yazıma başlamadan önce bu konuda yaptığım araştırmalarda maalesef bu konuda yerel ve merkezi hükümetin bu bölge için senelerdir bir iyileştirme yapmadığını görmek ve hatta bu tarz yapıların yurtiçinde veya dışındaki restorasyon örneklerini görmek beni bir İstanbullu olarak çok üzdü. Umarım en yakında bu mirasa sahip çıkılabilir. (Bkz. Eskişehir Ibis Hotel, Marsilya Sillo)

 Marmaray Manevra Alanı (Siloların Arkası)

Gezimin son durağı bölgenin en gözdesi dikimevi, misafirhane ve askeri karakoldan oluşan yapı kompleksi. Marmaray manevra alanının yanında siloların arkasında bulunan kompleksin ilk inşaatı 1900’lerin başına dayanıyormuş. Kompleksin en önemli yapısı olan Haydarpaşa Askeri Karakolu Mimarı, 1902 yılında Anadolu Demiryolları Şirket-i Osmaniyyesi mimarlarından Emile Faracci tarafından hayata geçirilmiş. Diğer önemli yapı olan Muhacirin Misafirhanesi 20. yüzyılın başlarındaki çalışmalarıyla tanınan ve Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın önde gelen isimlerinden, Mimar Kemalettin Bey tarafından tasarlanmış. Muhacirin Misafirhanesi bir dönem “Harekât-Münakalat Mektebi, İlk Kamu Müzesi (TCDD) ve son olarak ta TCDD personelinin resmi giysilerinin dikimini sağlayan bir Dikimevi'ne  dönüştürülmüş.

 Haydarpaşa Askeri Karakolu

Bugün gerçekten İstanbul’un ortasında pek bilinmeyen, ama dizi, film ve kliplerin sanat yönetmenleri ile çeşitli fotoğrafçılar tarafından sık kullanılan Haydarpaşa çevresindeki endüstriyel mirasımızın en önemli eserlerini görme ve deneyimleme şansım oldu. Bu nedenle gerçekten mutlu oldum. Bu konuyla ilgili ileriki zamanlarda çok daha ayrıntılı bir çalışma yapmayı da arzuluyorum. Bu çalışmada tarihsel gelişimlerine, planlarına, eski yeni fotoğraflarına, mevcut durumlarına değinerek kapsamında genişletmeyi istiyorum. Ama şimdilik bu kadar.
Sağlıcakla kalın…

Ayrıca sormak istedikleriniz için ordanburdanhertelden@gmail.com adresine mail atmanız yeterlidir

24 Eylül 2014 Çarşamba

Ulusoy Holiday Kemer Club / 2014



Merhabalar,

Tatil deyince şüphesiz hepimiz rahat edebileceğimiz bir ortam ararız. Bazımız önceden karar verir biraz uygun fiyata alır bazımız aniden karar verir. Ama sonuçta amaç; dinlenmek, yılın stresini atmak, yeni döneme bomba gibi girmek ve çocuklarımızla veya ailemizle hoş vakit geçirmektir. Buradan hareketle kendi yaşadığımız deneyimleri sizleri en doğru kaynaktan aktarmayı borç bilerek yola çıktım. Genelde tercih ettiğimiz Rixos otellerinden bu yılda vazgeçmedik ama ekleme yaptık ve buda bu yazımın konusu oldu.

Bir yıl bekleyip sonunda kavuştuğumuz tatilimizde Rixos Sungate tatilimizden sonra Ulusoy Kemer Holiday Club’a geldi. Kısa da olsa dinlenme fırsatı yaşadığımız butik tatil köyünü sizlere hem anlatıyor hem de değerlendiriyoruz.

Not: Otel hakkında bilgi ve değerlendirmelerimiz 2014 yılı Eylül ayında yaptığımız tatilimize göredir.

Genel Bakış:

Ulusoy Kemer Holiday Club 2008 yılında yaşanan bölünmenin sonucunda Ulusoy Ticari Yatırımlar Holding A.Ş.’den ayrılan Yılmaz Ulusoy tarafından kurulan ve 20’nin üzerinde şirketi içinde barındıran Yılmaz Ulusoy Holding A.Ş. tarafından işletilmektedir.

Ulusoy Kemer Holiday Club Toros dağlarının eteklerinin Akdeniz ile buluştuğu çam ormanlarının içinde, Kemer’e 7, Antalya’ya 35, Hava limanına 45 km. uzaklıkta, geleneksel Anadolu Türk evi mimarisinin modern adaptasyonu ile inşa edilmiş 42,799 m²’ lik alanda kurulmuştur.

ISO 9001:2008 Kalite Güvence Sistemi ve ISO 22000:2005 Gıda Güvenlik Sistemi, temiz denizin göstergesi olan “Mavi Bayrak” ve Çevreye uyumlu, çevreyi koruyucu tesis ünvanı olan “Yeşil Yıldız” ve “Beyaz Yıldız” sertifikalarına sahip, çocuklu aileler için en ideal ortamı sağlayan tesisimiz, “Ağa Han Vakfı Mimari Ödülü” ne aday gösterilmiş, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından “En Güzel Bahçe Ödülü” ne layık görülmüştür. Bütün odaları tamamen yenilenmiş; en iyi hizmet verebilecek hale getirilmiştir. Tesiste 30 animatör hizmet vermektedir. Her gece değişik showlar sunulmaktadır. Devamında da plaj ve iskelede After Show’lar misafirlerimizi eğlendirmeye devam etmektedir. Ayrıca tesisimizde açık hava diskosu da bulunmaktadır. Tesisimiz Antalya’nın Kemer ilçesine bağlı Göynük beldesinde yer almaktadır.
  


 Konaklama:

1989 yılında inşası tamamlanan ve 2014 yılında komple yenilenen otelde 465 oda (979 yatak) bulunmaktadır. 465 odanın 394 tanesi standart ve 71 tanesi de aile odası şeklindedir. Ayrıca 5 oda da engelli odası olarak ayrılmıştır.

Odaların standart özellikleri; Duş, WC, saç kurutma makinesi, TV, klima (merkezi sistem), ahşap görünümlü zemin, telefon, güvenli kasa, mini buzdolabı, balkon veya teras, bahçe manzaralı, ücretsiz internet.
Değerlendirme; Geçmiş yıllara göre yenilenen otel yine de beklentilere çok cevap verememektedir. 2 yetişkin ve 1 çocuk olarak gittiğimiz otelde bize verilen aile odasında 2 oda ve 2 banyo bulunmaktadır. Oda yapısından kaynaklandığı için 1 büyük yatak ile çocuklar için ranza şeklinde yapılmış 2 adet yatak bulunmaktadır.

Otel geçtiğimiz aylar içerisinde yenilenmiş fakat odalarda yenilenme çalışmaları hiç başarılı olmamış. El işçiliği son derece kötü fakat tatilde pek düşünülecek ayrıntılar bazılarına göre olmayabilir. Ayrıca aile odası olmasına rağmen oda küçük ve basıktır. Banyonun havalandırması olmadığı gibi bir banyo veya tuvalet sonrası oluşan koku ve buhar tüm odalara yayılmakta ve hava sirkülâsyonumun olmamasından içeride kalmaktadır.

Ayrıca diğer odalarla pencereler öyle yakın ki, giyinirken veya otururken pencerelerde perdeleri kapamak zorunda kalabiliyorsunuz. Her ne kadar tahta tente de olsa Türk aileler için bu durum biraz can sıkıcı olabilir.

Oda temizliği yeterli düzeyde pek değil, ilk adımınızı artığınızda yerlerin silinmiş olduğunu görseniz de çoraplarınızı çıkarıp yere bastığınızda aslında üstün körü silindiğini görebilirsiniz. Gün içerisinde odanızda kalmanız gereken durumlarda temizlik görevlilerinin çıkardığı sesler çok rahatsız edici boyutlarda olabiliyor, bu temizlik görevlisinden çok odaların dip dibe olmasından kaynaklanıyor.

İnternet birçok odada kolaylıkla ulaşılmakta genel olarak sorunsuz ve hızlı sayılabilecek düzeydedir.

Yine oda da bulunan tv yayınında yeterli kanal bulunmakta ama meraklıları için söylemekte fayda var Digitürk ve D-Smart yayını hem odalarda hem de genel kullanım alanlarında bulunmamaktadır.


Ücretler:

Ultra her şey dâhil sistemi ile çalışan 5 yıldızlı otelin fiyatları normalden biraz üst seviyededir. Lakin erken rezervasyon ile tercih edilmesi durumunda normal seviyeye gelebilir. Eylül 2014 fiyatlarına baktığımızda 175 TL erken rezervasyonlu fiyatı 125 TL olarak görülmektedir.

Değerlendirme; Beklenti ve fiyat kişiden kişiye değişir elbette ama bu konseptteki otel, yemek çeşidi, oda kalitesi, sunulan hizmetleri düşündüğümüzde şuan gecelik 195 tl (Eylül 2014) ortası için yüksek denilebilir. Bu otel için bu yaz verilebilecek rakam en fazla 150 tl olabilir. Eğer erken rezervasyon şansınızda varsa veya 2. Bir tatil yapmak isterseniz seçimlerinizde üst sıralarda olabilecek ve sizi pek üzmeyecek bir oteldir.

Yiyecek-İçecek:

Ulusoy Kemer Holiday Club’ta Sabah, öğle ve akşam yemekleri açık büfe şeklindedir. Tesisin belirlemiş olduğu markalar dâhilinde yerli bazı alkollü, alkolsüz içecekler ve bazı yabancı içecekler 10.00 - 00.00 arası ücretsiz olarak sunulmakta; Premium içecekler ve taze sıkılmış meyve suları ücretlidir.
Değerlendirme; Yemek çeşitlerine baktığımızda genelde Türk ağız tadına hâkim mutfağında her cinsten yemek bulmanız mümkün. Balık, hamur işi, et çeşitleri, diyet, salata vs... Elbette süper lüx otellerde bulunan çok çeşitli et ve sebze yemeklerini burada bulamayacaksınız ama açta kalmazsınız. Yemek olayı da tıpkı fiyat gibi kişiden kişiye değişeceği için olumsuz bir durum olarak algılamamak lazım tamamen beklenti ile ilgilidir.

Snack ikramları bu otelde aynı yerde konumlanmamış, birçok büyük otelde görülen snack sokağı,  snack bölgesi yerine havuzun etrafında bir dükkân da gözleme, bir dükkânda pişi, pastane şeklindedir.

Bu tarz tatil köylerinin milli içkisi kola ve bira konusunda biraz hüsran olabilir. Kola olarak pepsi grubunun ürünleri verilirken, bira olarak ise becks biraları tercih edilmektedir. Ayrıca meyve suları konusunda maalesef tesis sınıfta kalmış durumda. Tatları kötü, aşırı sulu ki misafirler tarafından pek tercih edilmemektedir. Sıkma portakal suları ücretli ve 3 Euro’dur.
Ayrıca yemek ve kahvaltılarda içecek servisi var mı yok mu pek anlaşılmıyor. Bazı misafirler kendileri alırken bazısı garsonlardan rica edebilmektedir.

Eğlence - Aktiviteler:

Ulusoy Kemer Holiday Club’ta her yaşa uygun birkaç aktivite bulunabilir. Mini Aquapark, açık ve çoçuk havuzu, su sporları, gün içi aktiviteler, fitness center, sportif faaliyetler, spa ve akşam animasyonları ile tatiliniz eğlenceli geçecektir.

Değerlendirme; Bir çok otelde olduğu gibi otelde akşam gösterilerinin bazısı show gruplarından oluşmaktadır. Çevre otellerini gezen bu gruplar zaman zaman bu otele de gelerek misafirleri eğlendirmektedirler. Ayrıca gün içinde de yapılan basit animasyonlarla misafirler için tatil eğlenceli hale getirilmeye çalışılmaktadır fakat eylül sonları olması ve birazda misafir profilinden maalesef çok iyi olmamaktadır. Dart, futbol, voleybol vb... ile misafirlerin tatilleri iyi geçirmeleri sağlanmaktadır.

Genelde çok hareketli olmayan ve bu özelliği ile belli bir yaş üstü kişiler ile ailelere hitap eden otelde gece yaşamı çok iyi değildir. Gece 01.00 gibi otel sessizleşmeye başlar. Bu nedenle hareketli geceler için uygun bir otel değildir.

Pek çok misafir için aranan aquapark maalesef otelde mini düzeydir. Aquapark keyfini yaşamak isteyenler için oteli tavsiye edememekteyim.
Genel olarak eğlence ve aktiviteler oteli tercih eden misafir profili olan çocuklu ve yaşlılar için uygun olmaktadır.

Alışveriş:

Otel içerisinde her türlü ihtiyacınızın karşılayabileceğiniz Market, Butik, Hediyelik Eşya, Deri Mağazası, Internet Cafe, Fotoğrafçı, Kuaför, Araba Kiralama hizmetleri bulunmaktadır.

Değerlendirme; Bu tarz otellerde olduğu gibi market vb. yerler genelde başka firmalara kiralandığı için müşterilere sunulan fiyatlarda yüksek olmaktadır. Örnek vermek gerekirse bir fotoğraf baskıcı 15x21 ebatlarında 15 TL’dir.


Mini Club:
Sezon içerisinde çocuklarınız için düşünülmüş olan Mini Club ile çocuklarda eğlenebilecektir. her an en az 200 çocuğa hizmet verecek şekilde donatılan Mini Club 650 m2 olarak hizmete sunulmuştur. Her an diplomalı ve tecrübeli 15 öğretmen minik misafirlerimize hizmet vermektedir. Haftanın 7 günü 10.00 – 12.30,14.00 – 17.00, 21:00 – 22:30 saatleri arasında çeşitli oyunlar, mini disko, hobby club, mini video, mini çocuk showları, outdoor turlar.

Değerlendirme; Eylül sonu otelde konakladığımızdan dolayı mini club hizmetinden yararlanamadık ama kapalı mekanın tasarımı ve ekipmanlarını çok yeterli bulduk.Lakin aynı şeyi açık alanda bulunan oyuncaklar, bahçe çitleri, bahçe zemini ve oyun alanı için maalesef söylemek zor.

Diğer Değerlendirmeler:

Deniz:

Akdeniz’in en güzel şehirlerinden Kemer ve ona bağlı Göynük’te deniz elbette çok güzeldir tartışmasız. Nisan ayında başlayan ısınma eylül sonuna doğru azalmaya başlar ve bu yönüyle sonbaharda gelecekler içinde güzel bir deniz anlamına geliyor. Otelin denizi ve kumsalı ile ilgili değerlendirme yapmak gerekirse Kumsalı otel için yeterli düzeyde ve temizdir. Denizin ilk 1-2 metresi çakıl sonrasında kum olmaktadır.

Eylül 20-23 arasında yaşadığımız tatilimizde genelde öğleden 2-3 ten sonra rüzgar esmeye deniz dalgalanmaya başladığından çocuklu aileler için deniz idealini kaybetmektedir

Havuz:

Havuz suyu eylül sonu düşünülürse özellikle çocuklar için soğuk olmaktadır. Çocuk havuzu 25 ile 45 cm arası değişirken yetişkin havuzu 1.25 ile 1.90 arasındadır. Havuz standart ölçüleri düşünüldüğünde bu boyutlar biraz farklı olmaktadır. Havuz kenarında içecek alabileceğiz  havuz bar, snack yiyecekler için sofa, ana yemek ve kahvaltı restaurantı, çocuk oyun alanı gibi genel kullanım alanları bulunmaktadır. Ayrıca kendini güvende hissetmek isteyenler için söyleyelim 18.00’ e kadar cankurtaran kenarda hazır beklemektedir. Buradaki olumsuz değerlendirmemiz özellikle çocuk havuzunun hijyeni konusunda malesef olumlu şeyler söyleyemeyeceğiz.
Havuzun güney kısmı ile doğusu şezlonglara ayrılmış fakat yer kısıtlı olduğundan çok dip dibe yerleştirilmiş. Bu durum bazı misafirler için önemli olabilir. Bunun yerine şezlongları 1-2 metre aşağıdaki boş çim alana koymaya izin verilse çok daha ferah alan yaratılabilirdi.




Peyzaj:

Son derece yeşillikler içinde kurulan tesis tamamen yeşil dostu konseptine sahip, neredeyse ağaçlar kesilmesin diye club odaların ve genel kullanım alanlarının konumlandırılması buna uygun yapılmıştır. Odaların bulunduğu club odalarının alt odaları peyzaja açıldığından yeşil sevenler için çok ideal olmaktadır. Yeşil sevenler, nefes almak isteyenler için son derece güzel.


 

Misafir:

Otel genel olarak Rus ve Türk misafirler tarafından tercih edilmektedir. Kemer bölgesi zaten Ruslar tarafından yıllardır tercih edilen bir bölgedir. Bu yıl otelin fiyatındaki uygunluk oteli yerli turist içinde cazibeli hale getirmiştir. Otele gelen turistlerin profili çocuklu aileler ve yaşlı ailelerdir. Balayı veya genç misafirler tarafından pek tercih edilmediği görülmektedir.

Hizmet:

Otel genelinde hizmet veren kişiler genelde Kırgız, Azeri vb ülkelerden. Gençlerden bir kadro var. Türkçe’ ye çok hâkim olmadıkları ve sanırım stajyer olmalarından ya da yapılarından dolayı güler yüzlü değiller ama işlerini yapmalarında pek sorun göremedik.

Resepsiyon:

Resepsiyon hizmetleri konusunda çok işimiz düşmese de ilk geldiğimizde odamızın hazır olmaması ve üstüne 1 saat lobide beklememiz maalesef bizi üzdü. Saat 14.00 giriş yapacakken saat:15.00 te odaya alınmamız resepsiyon konusunda söyleyebileceğimiz tek olumsuzluktur.

Bu yazımda sizlere 2014 Eylül ayında tercih ettiğim Ulusoy Kemer Holiday Club deneyiminden bilgiler aktardım. Bazı bilgiler standart bilgiler tatil köyünün web sayfasından alındığı gibi bazısı da kendi görüşlerimden oluşmaktadır. Önemli olan size gerçek bir deneyim üzerinden doğru bilgilerin aktarılmasıdır.

Otel irtibat Bilgileri

www.kemerholidayclub.com.tr
Ahu – Ünal Aysal cad. No: 11 07994 Göynük, Kemer / Antalya
Tel:
 +90 242 815 14 50 Fax: +90 242 815 14 65

Ayrıca sormak istedikleriniz için ordanburdanhertelden@gmail.com adresine mail atmanız yeterlidir.