“Roma: Sanat ve Mimarinin Birleştiği Şehir…”
İtalya ve Lazio bölgesinin başkenti
Roma, Akdenizin kıyısında Tiber ve Aniane nehirleri arasındaki bölgede
kalmaktadır. 2800 yıllık şehir, tarihi boyunca Roma imparatorluğunun başkenti
olmuş, Hıristiyanlığın Katolik mezhebinin merkezi olan özerk Vatikan devletine
de gibi ev sahipliği yapmıştır.
Roma şehri denilince şüphesiz ilk akla
gelen Roma İmparatorluğudur. İsterseniz çok kısaca biraz sizi geçmişe
götürelim. Roma İmparatorluğu, Roma Cumhuriyeti'nin Augustus liderliğinde MÖ 1.
yüzyılda yeniden örgütlenmesiyle kurulan Antik Roma devletidir. Uzun yıllar
Akdeniz çevresinde hüküm süren Roma İmparatorluğu, 375 yılındaki Kavimler
Göçü'yle başlayan karışıklıklardan sonra 395 tarihinde doğu ve batı olmak üzere
ikiye ayrılmıştır. İmparatorluğun batıdaki kısmı olan Batı Roma İmparatorluğu
Kavimler Göçü'den sonra 476 yılında yıkılmış, doğu kısmı da varlığını Doğu Roma
İmparatorluğu veya Bizans İmparatorluğu olarak 1453'te Osmanlı
İmparatorluğu'nun yedinci Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in fethine kadar
sürdürmüştür. Bu dönemde atıl halde kalan Roma yıllarca ilimden, gelişimden uzak
veba salgınları ve deprem gibi doğal afetler arasında kalmış terk edilmiş şehir
gibiydi. Kentin canlanması Rönesans ile mümkün olmuştur. Bu etkide şüphesiz
Papalık makamının etkisi büyüktür. Bu dönemde mimari, sanat, tarih, bilim
dallarında birçok ünlü yapıt ortaya çıkmıştır. Bu dönemde Roma kalkınmış, büyük
sanat eserleri ortaya çıkmıştır. 15. yüzyıldan sonra kent savaş dönemine
geçiyor. Hem İtalyan devletleri arasındaki savaşlar hem de Napolyon ve Hapsburg
işgalleri, kentin sürekli bir savaş ortamı yaşamasına neden oluyor. En sonunda
İtalyan birliği kuruluyor ve 1871’de Roma, İtalya’nın başkenti seçilmiştir. Bu
tarihten sonra hızla gelişen İtalya 1949 Nato, 1957 Avrupa Birliği üyeliği ile
gelişimi devam etmiştir.
Roma elbette tarihteki yaşanılanlar ve
rönesansın etkisiyle günümüze çok zengin bir miras bırakmıştır. Kolezyum, Aşk
Çeşmesi, İspanyol Merdivenleri, Roma Forumu, Panteon, San Pietro Bazilikası,
Sant Angelo vb. İsterseniz hemen bu güzel şehri tanımaya başlayalım.
Nasıl Gideceğiz…
Roma’ya ulaşım için birçok alternatif
bulunmaktadır. Uçak ile ulaşım en hızlı seçenek olabileceği gibi daha zamanı
olan ve özgürlük peşinde olanlar için bir diğer alternatif interrail
sistemidir. Avrupa’da sıklıkla kullanılan demiryolu ağları ile de şehre
ulaşabilmektesiniz. Bir diğer farklı öneri cruise ile de bu şehre ulaşmanız
mümkündür.
Roma’ya gitmek isteyen ve zamanın
önemli olduğunu düşünenler için tercih edilmesi gerek şüphesiz uçak
yolculuğudur. Yaklaşık 2.5 saat gibi bir zamanda gidilebilen Roma’ya birçok
alternatif bulunmaktadır.
Ulusal Havayolumuz THY dışında, İtalya
Ulusal Havayolu Aitalia ile de şehre aktarmasız yolculuk yapabildiğiniz gibi
daha ucuz fiyatlarla uçan Pegasus ve Blue Express’i tercih edebilirsiniz.
Pegasus
: www.flypgs.com
THY
: www.thy.com.tr
Schengen Anlaşması’na taraf olan
İtalya’ya seyahat edecek olan Umuma Mahsus Pasaport hamili vatandaşlar vizeye
tabidir. Hizmet ve Hususi pasaport hamili vatandaşlar ise altı ay içinde doksan
günü aşmamak kaydıyla, İtalya’ya yapacakları seyahatlerinde vizeden muaf
olmaktadır. İtalya Schengen vizelerinin en kolay alımı İtalya başkonsolosluğu
taşeron firması idata aracı şirket tarafından yapılmaktadır. (Detaylı bilgi için
http:// http://www.idata.com.tr/tr adresi ziyaret edilebilir)
Ne Zaman Gidelim…
Tipik bir Akdeniz şehri özelliğini
taşıyan Roma şehrine yılın her zamanı gidilebilmektedir. Ama şüphesiz birçok
turistinde tercih ettiği aylar bahar ve yaza merhaba aylarıdır. Mayıs-Haziran
ayları Roma’yı gezmek, her köşesini incelemek adına en güzel aylardır.
Temmuz-Ağustos ayları en sıcak dönem olduğu için sizlere pek önermemekteyiz.
Roma şehri bir müze kent olmasından dolayı hep yürüyerek ve inceleyerek
gezeceksiniz. Birde sıcakların bunu engellemesi gezinizi zorlaştıracağı için bu
ayları tercih etmemenizi öneririz.
Nasıl Gezeceğiz…
Roma şehri ulaşım yönünden çok
geliştiği söylenemez. Taksi, metro, tramvay, turistik otobüsler, yerel
otobüsler ve hatta bisikletler; ulaşımınızı sağlayacak birçok seçenek mevcut
olmasına rağmen özellikle size önerebileceğimiz kesinlikle metro ve
tramvaylardır. Roma, trafik sorununun kronik hale geldiği bir kent haline
ulaşmıştır. Raylı sistemin rahatlığından sonra inanın hiç toplum
taşımadan vazgeçemeyeceksiniz. Alacağınız günlük veya 3 günlük biletlerle
sınırsız istediğiniz yere gidebilirsiniz. Ayrıca Avrupa’nın birçok yerinde
kullanılan Hop On hop Off otobüsleri ile de şehre çok rahat ve uyguna
gezebilirsiniz. 1 günlük sınırsız kullanım ücreti 18 Euro olan otobüslerle
şehrin tüm turistik noktalarını özgürce gezebilirsiniz.
Nerelere Gidelim…
İtalya’nın başkenti Roma’da
görülecek yerleri, keşfedilecek mekânları ve Akdeniz ikliminin getirdiği
kültürüyle Dünya’da gidilmesi gereken yerler arasında üst sıralardadır. Oldukça
kalabalık bir nüfusa birde turist sayısı eklendiğinde bu şehri gezmenin zor bir
hal aldığını unutmayalım. Bu nedenle sizlere bir Roma tatili planlıyorsanız
minimum 3 gün olarak ayarlamanızı önermekteyiz.
Bir diğer stratejik önerimiz
Roma Pass kart. Roma Pass, Roma geziniz boyunca sizin çok işinize yarayacak bir
indirim kartıdır. İndirim kartı ile ulaşımdan ücretsiz müze girişlerine,
ücretsiz şehir haritalarına kadar size birçok avantaja sahip olabilirsiniz.
Roma’da en azından 2-3 günlük bir süreniz varsa Roma Pass tam sizlik olabilir.
Kolezyum gibi
uzun giriş kuyruklarına sahip yerlerde kart sahipleri sıraya girmeden rahatça
giriş yapabiliyor. Fiyatı 30 Euro olan kartın diğer avantajı ise ulaşımda sınırsız
3 günlük bilet özelliğinin olmasıdır. Roma’da 3 günlük sınırsız ulaşım
biletleri 11 Euro ike bu kadar ile daha karlı oluyorsunuz üstelik 2 müze
girişinizde bedava ve hızlı oluyor. Birçok turistik merkezde satılan kart
sabahın erken saatlerinde almanızı tavsiye ederiz çünkü aldığınız gün herhangi
bir müze veya ulaşım aracına bindiğinizde aktive olacaktır.
Roma’da görebileceğiniz ziyaret
edebileceğiniz birçok turistik merkez bulunmaktadır. Sizlere bu sayımızda bu
yerlerin en önemlilerini ve en çok ilgi çekenlerini anlatacağız. Diğer yerleri
bulmak ve keşfetmek sizlere düşüyor.
Fontana
di Trevi (Aşk Çeşmesi)
Roma’ya gelince ya da gelmeden önce en
çok gidilmek istenen, en çok merak eden yerlerin başında Aşk Çeşmesi
gelmektedir. İsminden dolayı birçok âşık kişinin gelip dua ettiği, içerisine
bozuk paralar atarak dilek dilediği çeşme Poli Sarayı'nın bir kenarına Nicolò
Salvi tarafından Klasik ve Barok karışımı tarzında yapılmış, Dünya’daki en ünlü
çeşmelerden birisidir.
Trevi Çeşmesinin genel ifadesi “deniz”dir.
Deniz kabuğu şeklinde bir at arabası, arabayı çeken denizden çıkan kanatlı
atlar ve arabada bulunan mitolojik deniz tanrısı, görünümün konusunu
oluşturmaktadır.
Piazza
Di Spagna (İspanyol Merdivenleri)
Roma’ya gelen turistlerin Aşk
Çeşmesinden sonra uğradığı bir diğer nokta olan İspanyol Merdivenleridir.
Yapımına 1723 yılında başlanan merdivenler 138 basamakla Avrupa’nın en uzun
merdivenleri olması yönünden önemlidir. Merdivenleri çıktığınızda karşınıza
İspanya Büyükelçiliği göreceksiniz. Meydana ve merdivenlere de bu ismin
verilmesi büyükelçiliğin burada yer almasından dolayıdır.
Merdivenlerin bağlandığı meydan
Avrupa’nın en pahalı markalarının yer aldığı bir alışveriş alanına dönüşmüştür.
Fakat alışverişin mümkün olmadığı bu alan elit bir biçimde resimlerde
sergilense de aslında Roma’nın en çok suç işlenen alanıdır. Gideceklere
tavsiyemiz, grupça hareket etmeniz ve yanınızda bulunan değerli eşyalarınıza
sahip olmanızdır.
Piazza
Navona (Navona Meydanı)
Roma’nın en önemli ve hareketli
meydanlarından olan Navona Meydanı da bir diğer görmeniz gereken yerdir.
Panayırların yapıldığı, sokak ressamlarının yer aldığı ve falcılara sıkça
rastlanan meydanın bir köşesinde kahvenizi yudumlarken etrafı izlemek son derece
keyif verici olmaktadır.
Meydanın bir köşesinde G. Lorenzo
Bernini'nin meşhur Dünyanın 4 bir yanındaki 4 büyük nehri temsil eden( Tuna,
Ganj, Nil ve Rio della Plata) Dört nehir çeşmesi ve Sant'Angese in Agone
Kilisesini görmeniz mümkündür.
Panteon
Tanrıların tapınağı anlamına gelen
Panteon, eski bir pagan tapınağı olup, bugün bir Hıristiyan kilisesi olarak
kullanılmaktadır. Tüm Roma tarihi yapıları içinde en iyi korunmuş olan bina
yuvarlak hatları, eni ve yüksekliği birbirine eşit olması yönünde ilginçlik
taşımaktadır. Ünlü ressam Rafaello ve bir çok ünlü papanın mezarları burada
olması da ayrıca bu yapıyı gezilesi yerler arasına sokmaktadır.
Colosseum
(Kolezyum)
Tarihte Roma halkını eğlendirmek için
gladyatör dövüşleri, tiyatro oyunları, mitolojik dramalar, büyük dini törenler
gibi etkinlikler düzenlemek amacıyla yapılmış olan, şehrin merkezinde bulunan,
50 bin kişi kapasiteli bir arenadır.
Yapının inşaatı 70 yılında İmparator
Vespasian döneminde başlamıştır. Arenanın zemini, su geçirmemesi için yelken
beziyle kaplanmış. Yelken bezinin üstünde ise, akan kanı emmesi için 3-4 cm.
kalınlığında bir kum tabakası varmış. “Arena” ismi de bu kumdan geliyor.
“Arena”, Latincede “kum” demektir.
Günümüzde depremden dolayı harap
vaziyette olmasına ve taşlarının çalınmasına rağmen Kolezyum, Roma
İmparatorluğu'nun uzun zamandan beri ikonik sembolü olarak görülür.
Bugün modern Roma'nın
en çok turist çeken yerlerinden biridir.
Vatican
(Vatikan Devleti):
Roma denilince birçok kişinin aklına
hemen gelecek yerlerin başında Vatikan gelmektedir. Hıristiyanlık dininin
Katolik mezhebinin yönetim merkezi olan Vatikan, Roma topraklarında olmasına
karşın kendi başına özerk bir devlettir.
Vatikan’dan kısaca bahsetmek
gerekirse; devlet başkanı, yasama, yürütme ve yargının da başkanı Papa’dır.
Vatikan’ın çevresi yüksek duvarlarla kaplı olup güvenliğini İsviçreli
Muhafızlar Kıtası sağlamaktadır. Yaklaşık 1000 kişi olan nüfusunu papazlar,
muhafızlar, çalışanlar oluşturmaktadır.
San Pietro Bazilikası
Katolik Hıristiyanlığın kalbi ve en önemli
yapısı olan San Pietro Bazilikası, Roma’nın içinde sayılabilecek dünyanın en
küçük fakat manevi değeriyle en büyük ülkelerinden Vatikan’da yer almaktadır.
Bazilika, 320 yılında İmparator Konstantin döneminde inşa edilmiş. Zaman içinde
çeşitli eklemeler ve restorasyonlarla bugünkü halini almıştır. Bazilikadaki ilk
büyük değişiklik 15. yüzyılda gerçekleşmiş. Papa 5. Niccolo, Leon Battista
Alberti’yi değişiklikler ve tamiratlar yapması için görevlendirmiş. Sonrasında
yapının değişiminde Rafael ve Michelangelo gibi Rönesans’ın önemli sanatçıları
rol oynamışlar. Yapı son haline 1626 yılında gelmiştir. Yapının kubbe tasarımı
Michelangelo’ya ait. Ancak sanatçının ömrü, kubbenin tamamlandığını görmeye
yetmemiş. Yapının ortaya çıkmasında Bernini’nin de katkıları büyük. Bazilikanın
önündeki meydan onun eseridir.
Bazilikanın içinde Michelangelo’ya ait
başyapıtlardan biri olan “Pieta”yı görmeniz mümkündür. Ayrıca ücret
karşılığında yapının muhteşem kubbesine çıkabilirsiniz.
Roma
Forumu
Antik romanın kalbi olan
forum toplumsal hareketlerin merkezi durumundadır. Ticaret, ibadet, adalet
kamusal faaliyetlerinin yönetiminin yürütüldüğü forumda Settimio Severo
Takı, Saturno Tapınağı, Vestali Evi, Mamertine Hapishanesi, Antonio ve Faustina
Tapınağı ve Tito Takı gibi eserleri görebilirsiniz.
Roma Forumu giriş ücreti 12 eurodur ve
bu fiyata kolezyum giriş ücreti de dahildir. Eğer Roma’da bulunduğunuz süre
içinde Kolezyum, Roma Forumu ve diğer önemli yerleri gezmeyi planlıyorsanız Roma Pass
Card‘ı incelemenizi tavsiye ederim. Roma’da 3 günlük ücretsiz ulaşım
hakkının yanında 2 müzeye de ücretsiz giriş yapabileceğiniz avantajlı Roma
indirim kartı olan Roma Pass’ı alabilirsiniz.
Nerede Kalabiliriz…
Avrupa’nın birçok şehri gibi Roma’da
birçok alternatif sizleri bekliyor. Yaşanılan tecrübelerden ve etrafındaki
turistik merkezlerden dolayı Roma’nın otel bölgesi olan Termini istasyonu
çevresini size konaklama için önermekteyiz. Termini Roma’nın en merkezi olma
özelliğini taşırken; havaalanı, diğer şehirlere ulaşımı, metro ve ana otobüs
durağına yakınlığıyla da öne çıkmaktadır.
Şehrin turist yoğunluğundan içinde
bulunulan iklime göre otellerin fiyatları değişmektedir. Sizlere önerdiğimiz
son bahar ayı içerisinde 2 yldızlı oda fiyatı ortama 80-100 arasında konumu
gayet güzel ve iyi bir otelde kalabileceğiniz gibi, 120-130 euro’ da4 yıldızlı
güzel şık bir otelde kalabilirsiniz.
Oteller dışında kalabalık aile ve
arkadaş grupları için önerimiz apart evlerdir. Geceliği cüzi fiyatlarda
alabileceğiniz apart evlerde her türlü imkan bulunmakta olup, ev rahatlığını
hissedebileceğiniz güvenli yerlerdir.
İtalya ve yemek denilince hemen hemen
herkesin pizza ve makarna(pasta) diyeceği aşikardır. Ama İtalya mutfağı sadece
pizza veya makarna(pasta)’dan ibaret değildir. İtalya mutfağı Dünyanın en
zengin mutfaklarından biridir. Tarihi M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanmakla birlikte 18. yüzyılda
Amerika kıtasından getirilen sebze ve meyveler sayesinde büyük bir değişime
uğramıştır. İtalyan mutfağı bölgelere göre büyük farklılıklar gösterse de genel
hatlarıyla aynıdır.
Klasik bir İtalyan mutfağı; 7 aşamadan
3 ana temel kısımdan oluşmaktadır. Aperatif bir içecekle başlanan yemekte önce
mezeler ikram edilir. Daha sonra makarna, risotto, gnocchi, , polenta vb. gibi
yiyecekler servis edildikten sonra ana yemek ikram edilir. Ana yemek genellikle
balı,dana eti ve domuz etinden oluşmaktadır.Ana yemeğe mutlaka Contorno yani
salata eşlik eder. Pasta-ya da tatlı(dolce) servisinden sonra yemek sonrası
içecek(likör, amaro, limoncello, sambuca, nocino) ile klasik bir İtalyan yemeği
tamamlanır.
Roma ve İtalya deyince yemek olarak
ilk akla gelen şüphesiz pizza ve makarna’dır. Pizzanın 18.yy sonlarına
doğru fakir Napolililerin yayvan ekmeklerin üzerine domates sosu sürmeleriyle
bulunduğuna inanılır. Sizlere buralara gelmişken gerçek bir İtalyan pizzası
tadabileceğiniz yer önermek istiyoruz. Roma’nın en iyi pizzacısı Pizzeria da
Baffetto. Hayallerinizi büyük bir dükkân, güzel kaliteli dekorasyonun olduğu
bir yer süslese de, asıl gerçek Baffetto’nun 2 katlı küçücük dükkânının mütevaziliğidir.
Kapısında uzun kuyruklar oluşmuş, içerisindeki küçücük alanda sıra sıra birçok
masası bulunan pizzacıda iyi ve güzel bir pizza için uzun zaman
bekleyebilirsiniz. Uzun kuyruklarda zaman harcamak istemeyenler için şehrin
birçok yerinde restorantı bulunan Pizzeria sizlere tavsiye edebiliriz.
İtalya yemek denilince akla gelen bir
diğer lezzet makarnadır. Türk mutfağına göre daha diri şekilde yapılan
Makarnalar İtalya kültüründe çok daha değişik ürünlerle kombine edilerek servis
edilmektedir. Bu değişik ürünleri ve kaliteli bir yemeği bulabileceğiniz
önerimiz “La Mani in Pasta” yani “Hamurlu Eller”. Buranın en meşhur
makarnası olan Deniz ürünleriyle süslü “tagliolini clams” sizlere
tavsiyemizdir.
İki ana yemeği tamamlayıcı olarak
sizlere Tiramisu tatlısını önermekteyiz. İtalyanca’da “beni al” anlamına gelen
Tramisu; kakao, bisküvi ve kremanın bir araya gelmesiyle oluşan bu tatlının
sunacağı lezzete siz de “evet” diyorsanız aşağıdaki adresi ziyaret
edebilirsiniz. Star Metropole Hotel’in yanındaki Smeraldo's.
Son olarak ta adını sık duyduğumuz
Roma Dondurması. Birbirinden farklı lezzetlerde olan dondurma Türkiye’ de Maraş
yöresinde hazırlanan dondurmaya göre çok daha krema kıvamındadır. Bu nedenle
Türkiye’de dondurma kültürünü geride bırakmanız gerekmektedir. Sizlere bu konuda
da tavsiyemiz şehirde birçok yerde şubesi olan Blue Ice’tır.
Alışveriş Yapalım…
Dünya’nın en turistik merkezlerinden
olan Roma en pahalı markalardan butik ürünlere, yiyecek/içecekten hediyeliklere
kadar alışveriş konusunda bir hayli iddialı bir şehirdir. Sizleri Roma’da kısa
bir alışveriş turuna çıkartmak istiyoruz.
Via
Condotti Caddesi
Birbirinden güzel tasarımlarına sahip
ve Dünya modasına yön veren Gucci, Armani, Dolce & Gabanna, Prada,
Dior gibi ünlü markaları bulabileceğiniz cadde İspanyol Merdivenlerinin
karşısında yer almaktadır. Genelde bir reklam amacıyla cadde üzerinde yer alan
markalar pek çok turist tarafından sadece merak amacıyla bile gezilebilmektedir.
Roma
Sokak Pazarları
Sokak pazarları bir şehrin, ülkenin
etnik kimliğini en güzel yaşayabileceğiniz yerlerin başında gelmektedir.
Sabahın erken saatlerinden geç vakitlere kadar hoça vakit geçirebileceğiniz bu
pazarlardan en önemlisi şüphesiz Campo De Fiori’dir. 1800′lerden beri
Piazza Navona’ya yakın kurulan sokak pazarı pazar günleri hariç haftanın tüm
günleri kurulmaktadır. Ulaşım: Navona Meydanı yakınlarında bir metro
durağı bulunmuyor. Bu yüzden meydanı otobüs ile ulaşmak
isterseniz Kolezyum durağından 87 numaralı otobüse, Piazza Barberini
durağından 492 numaralı otobüse, Termini İstasyonu’ndan ise 70 numaralı otobüse
binebilirsiniz.
Castel
Romano Designer Outlet
Roma’ya yakın büyük outletlerden
Romano’ da Roma’nın 25 km uzağında bulunmaktadır. Ülkemizden Roma’ya giden
birçok seyahat operatörü tarafından ekstra tur olarak gidilen Romano’ da toplam
11 dükkan bulunmaktadır. Avm’ye Termini İstasyonu’ndan gitmek isterseniz
10:00, 12:30 ve 15:00′te servisler kalkıyor. Aynı şekilde de avm den
şehre ulaşım sağlanmaktadır.
Yinede bunca mağazan ne alacağızı
bilemediyseniz; Roma’dan genellikle turistler paketlenmiş makarna, zeytinyağı,
marmesan peyniri, çikolata, Roma futbol takımına ait taraftar ürünleri,
magnetler, kokulu sirkeler, Murano camları, ünlü firmaların imitasyon
ürünlerini almaktadırlar.
Bitiş…
Avrupa’nın sanatla yoğrulmuş,
geçmişini unutmamış geleceğine bu kültürü aktarmaya devam eden şehrinden
deneyimlerimizi sizlerle paylaştık. Bir başka şehirde görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder