28 Mart 2015 Cumartesi

Van Afet Yönetimi İçin Yerel Eylem Planı Önerisi İle Tahliye Koridorları Çıkarımı / 2015

Bu rapordaki bilgiler izinsiz kullanılamaz.



Türkiye; jeolojik yapısı, topoğrafyası ve iklim özellikleri nedeniyle, başta depremler olmak üzere, insanlar için afet sonucu doğuran tüm tehlike ve tehditlerle sık sık karşılaşmış, deprem ve diğer afetlerle bahşedebilmek konusunda Cumhuriyet döneminden bu yana önemli gelişme ve deneyimler sağlamış bir ülkedir. Ancak, ülkemizde 1950’li yıllardan sonra yaşanan hızlı göç, denetimsiz kentleşme ve yapılaşmanın yanı sıra, hızla gelişen sanayi süreçleri, kentlerimizin başta depremler olmak üzere tüm doğal, teknolojik, çevresel ve insan kaynaklı tehlikelere karşı dirençsiz ve savunmasız bir biçimde büyümesine neden olmuştur. Özellikle 1999 yılında yaşanan Kocaeli ve Düzce ile 2011 Van depremleri sırasında meydana gelen yüksek can ve mal kayıpları ile ekonomik, sosyal ve çevresel zararların, geleneksel yara sarma yaklaşımı yerine olası zarar azaltma (risk) çalışmalarının ön plana çıkmasına neden olmuştur.

Bu amaçlar doğrultusunda çözüm için Afet Yönetimi kavramı ortaya çıkmaktadır. Afet Yönetimi kavramı, her türlü tehlikeye karşı hazırlıklı olma, önleme ve zarar azaltma, müdahale etme ve iyileştirme amacıyla mevcut kaynakları organize eden, analiz, planlama, karar alma ve değerlendirme süreçlerinin tümünü kapsar.

Bu sistemin ülke genelinde yönetilmesini ve uygulanmasını sağlayan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)’tır. Ayrıca Kızılay, Valilikler, Diğer Bakanlıklar ve Belediyeler afet yönetiminde doğrudan sorumludur.

Afet Yönetimi ulusal ve yerel ölçekte planlardan oluşmaktadır. AFAD tarafından hazırlanan 2011 yılında “Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı ”  ve 2012 yılında “Türkiye Afet Müdahale Uygulama Planı (TAMP)”; Kızılay tarafından yerel ölçekte Okul Afet Planı, Aile Afet Planı ve İşyeri Afet Planı hazırlamıştır.
Ülkemiz 1990’lı yıllardan bu yana afet yönetim sisteminin olaya müdahale ve iyileştirme aşamalarında başarılı uygulamalar yapmış olmasına rağmen, sistemin temelini oluşturan afet öncesi risk (zarar) azaltma ve hazırlık aşamalarında yapılması gereken çalışmaları merkezi ve yerel düzeylerde hep ihmal etmiş ve bu durumun acı faturalarını ödemiştir. Bu konuda en büyük görev şüphesiz Belediyelere düşmektedir. Afet riski altında bulunan kentler yeniden planlanmalı, kentsel dönüşüm aracı ile ele alınarak fizik, sosyal ve ekonomik yenilenmenin gerçekleşmesi gerekmektedir.

            Bu çalışmada yapılacak yeni bir kentsel dönüşüm planlaması için olası bir afet sonrası halkın güvenli bölgelere ulaşmasını sağlayacak tahliye koridorları önerilmektedir. Tahliye koridoru seçim kriterleri, seçilme faktörleri ve öneri yollar bu çalışma kapsamında sunulmuştur.



Raporun tamamı ve  sormak istedikleriniz için ordanburdanhertelden@gmail.com adresine mail atmanız yeterlidir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder